KİTAP FUARLARI: KENTİN SOSYOLOJİK HAFIZASINI, EKONOMİSİNİ VE KÜLTÜREL MARKASINI BÜYÜTEN STRATEJİK ORGANİZASYONLARDIR

Kitap fuarları, yalnızca yazarların kitaplarını imzaladığı, yayınevlerinin stant açtığı kültürel buluşmalar değildir. Bir şehrin sosyolojik yapısını güçlendiren, ekonomik canlılığı artıran ve kentin kültürel kimliğini ulusal düzeyde görünür kılan stratejik organizasyonlardır. Bu nedenle modern kent yönetimi açısından kitap fuarları, salt bir etkinlik değil; kültür politikalarının temel taşı olarak değerlendirilmelidir
1. Kitap Fuarlarının Şehre Çok Boyutlu Katkıları

a) Sosyolojik Katkı
Fuarlar, toplumda okuma kültürünü harekete geçirir.
Çocukların ve gençlerin kitapla doğrudan temas ettiği en güçlü alanlardan biridir.
Kent halkını ortak bir kültür zeminde buluşturarak toplumsal birliktelik yaratır.
Farklı sosyoekonomik gruplar arasında iletişim alanı oluşturur.
b) Ekonomik Katkı
Kent dışından gelen ziyaretçiler ve yayınevleri, otel, kafe, restoran ve ulaşım sektörlerinde hareketlilik sağlar.
Esnaf için fuar haftası çoğu zaman yılın en canlı dönemidir.
Geçici iş gücü ihtiyacı gençler için kısa süreli istihdam yaratır.
Fuarın tanıtımı kentin turizm ve ticaret potansiyeline uzun vadeli katkı sunar.
c) Kentin Tanıtımı ve Marka Değeri

Ulusal medyada yer alarak şehrin kültürel görünürlüğünü artırır.
Kentin “kültür kenti” imajını güçlendirir.
Şehrin tarihine, folkloruna, özgün edebiyatına dikkat çeken bir vitrin işlevi görür.
2. YEREL YAZARLAR: FUARLARIN DOĞAL SAHİPLERİDİR

Bir kentin ruhunu, hafızasını ve hikâyesini en iyi anlatanlar o kentin yazarlarıdır. Bu nedenle yerel yazarlara fuarlarda verilen alan, şehrin kültüre verdiği değerin en açık göstergesidir.
Bu noktada temel ilke şu olmalıdır:
Yerel yazarlardan hiçbir şekilde ücret alınmamalıdır.
Yer bedeli almak, kültür üreticisini cezalandırmak; ekonomik imkânı olmayan ama güçlü kalemi olan yazarları fuarın dışında bırakmak demektir. Bu yaklaşım kültür politikasına ve kamusal adalete aykırıdır.
Yerel Yazarlara Sağlanması Gereken Haklar ve İmkânlar

Tamamen ücretsiz stant alanı (hiçbir ad altında ücret talep edilmemeli)
Ücretsiz ve belediye destekli duyuru, afiş, sosyal medya tanıtımı
Fuar programında resmî ve görünür imza saatleri
Yerel yazarlara ayrılmış panel, söyleşi ve okur buluşmaları
“Kent Edebiyatı Günü” gibi yerel yazarlara özel bir gün
Okullar ile işbirliği yapılarak ücretsiz yazar buluşmaları
Yeni çıkan yerel kitaplara fuarda ilk lansman hakkı
Neden Ücret Alınmamalı?
Kültür üreticisi teşvik edilmezse, kent kültürü gelişemez.
Ücret engeli, yazarların fuara katılımını azaltır ve kültürel üretimi köreltir.
Belediyenin yerel yazara verdiği destek, kentin kendi sanatçısını sahiplenmesidir.
Ücretsiz alan sağlamak maliyet değil, şehrin geleceğine yapılan kültürel yatırımdır.
3. YEREL YÖNETİMLER BU KONUDA NE YAPMALIDIR?
Kitap fuarlarının etkinliği, belediyelerin bu organizasyonu nasıl yönettiği ile doğrudan bağlantılıdır. Yerel yönetimler fuarları bir “ticari alan” değil, kültür politikasının kamusal bir hizmeti olarak ele almalıdır.
a) Stratejik Organizasyon ve Planlama
Fuar, belediyenin yıllık kültür stratejisi içinde yer almalıdır.
Akademisyenler, yerel yazarlar ve kültür profesyonellerinden oluşan bir Danışma Kurulu kurulmalıdır.
Fuarın teması her yıl kentin kültürel değerleriyle ilişkilendirilmelidir.
b) Alt Yapı, Lojistik ve Ulaşım
Ulaşımı kolay, geniş, engelli erişimine uygun modern bir fuar alanı sağlanmalıdır.
Yayınevlerine uygun maliyetli (yerel yazarlara ücretsiz) stantlar sunulmalıdır.
Tanıtım ve duyuru belediye medya birimleri tarafından profesyonelce yürütülmelidir.
c) Halkın Katılımını Artıracak Uygulamalar
Okullara ve üniversitelere ücretsiz fuar servisi
Çocuk etkinlik alanları ve yaratıcı atölyeler
Kütüphanelerle işbirliği içinde okur pasaportu uygulaması
Dijital fuar arşivi oluşturularak tüm söyleşilerin online erişime açılması
d) Ulusal Tanıtım
Fuar başlamadan ulusal medyaya basın bülteni gönderilmesi
Şehrin kültür-kimlik vurgusunu taşıyan tanıtım videoları hazırlanması
Kentin kültürel birikimine dair özel sergiler, sunumlar, performanslar
4. DAHA NELER YAPILABİLİR? YENİLİKÇİ ÖNERİLER
Edebiyat Yolları Projesi: Kent sokaklarında yerel ve ulusal yazarlardan sözler
Gezici Yazar Otobüsü: Şehir turu eşliğinde mini söyleşiler
Kent Arşivi: Her fuarda basılan tüm yerel kitapların belediye arşivine alınması
Okur Ödülleri: Halk oylamasıyla yılın yerel yazarı seçilmesi
Fuar Sonrası Etkileşim Programı: Yazarların okullarda derslere konuk olması
Sonuç olarak; Kitap fuarları, bir şehrin kültürel hayatının kalbidir. Bu kalbi canlı tutanlar ise o kentin yazarları, okurları ve üreticileridir. Yerel yönetimler fuarlara sadece organizasyon gözüyle değil; kentin kültürel geleceğini şekillendiren bir misyon olarak bakmalıdır.
Yerel yazarlar desteklenirse fuarlar güçlenir.
Fuarlar güçlenirse şehir büyür.
Şehir büyürse kültür kök salar.
“Bir Şehrin Vicdanı, Kalemi Olanlardır”
Yazarlar: Kent Konseyinin Doğal Üyeleri, Şehrin Kültür Danışmanları Olmalıdır
Bir şehir, yollarıyla, binalarıyla, meydanlarıyla değil; kültürel hafızasını taşıyan insanlarıyla şehirdir. Bu hafızanın en güçlü taşıyıcıları ise yazarlar, araştırmacılar, şairler, derlemeciler, folklor uzmanları ve kentin hikâyesini kalemiyle geleceğe aktaran sanat insanlarıdır.
Bu nedenle bir şehrin yazarları, o kentin kültürel kimliğinin sadece “üretenleri” değil; aynı zamanda şehrin kültür politikalarını yönlendiren aklı olmalıdır.
Modern şehircilik anlayışında, yazarların kent yönetiminde aktif rol alması artık bir lüks değil, zorunluluktur. Çünkü kültür politikası, mühendisler ya da memurlardan değil; kentin ruhunu bilen insanlardan beslenir.
YAZAR NEDEN KENT KONSEYİNİN DOĞAL ÜYESİ OLMALIDIR?
Kent konseyleri, şehirlerin kültürel, sosyal, sanatsal ve ekonomik politikalarını belirleyen ortak akıl platformlarıdır.
Bu platformda yazarların ve kültür insanlarının bulunmaması, bir şehrin geleceğini kendi belleğinden mahrum bırakmak demektir.
1. Yazarlar Bir Şehrin Hafızasıdır
Bir kentin acıları, sevinçleri, tarihi, folkloru, insan hikâyeleri ve sosyolojik dönüşümleri en iyi yazarın zihninde birikir.
Bu nedenle kent yönetimi yazarın sesini duymadan karar alırsa, şehrin kendi geçmişini ve ruhunu yok saymış olur.
2. Yazarlar Şehrin Vicdanıdır
Politikalar çoğu zaman hesap ve bütçe odaklı hazırlanır.
Oysa yazar, kararların insana dokunan yönünü hatırlatır.
Bir şehir, vicdanını yönetime dahil ettiğinde insan odaklı bir kültür politikası üretir.
3. Yazarlar Toplumun Nabzını Tutar
Yazar, şehrin sokaklarını, pazarlarını, köylerini, kırsalını, kent merkezini gözleyen kişidir.
Bu nedenle toplumun beklentilerini en net analiz eden kişilerden biridir.
Onların görüşleri, belediyelere sahadan gelen eşsiz bir veri sağlar.
4. Sanat ve kültür politikaları yazarın görüşü olmadan eksik olur
Bir kentte yapılacak festivalden kültür merkezine, fuardan müze çalışmalarına kadar her adım, sanat insanlarının fikirleriyle güçlenir.
Yazarlar kent konseyinde yer aldığında:
şehir daha estetik planlanır,
kültürel projeler daha nitelikli olur,
şehrin özgün kimliği korunur,
kültür üretimi kurumsallaşır.
5. Kent kimliğini oluşturanlar, kent yönetiminde yer almalıdır
Yerel tarih, folklor, edebiyat ve kültürel miras ancak bu alanlara hayatını adamış kişiler tarafından doğru temsil edilir.
Bu nedenle yazarın kent konseyindeki varlığı bir ayrıcalık değil, şehrin kendine sahip çıkmasıdır.
YAZARLARA VERİLECEK DANIŞMANLIK ROLÜ ŞEHRE NE KAZANDIRIR?
1. Şehrin Kültürel Kimliği Güçlenir
Her şehrin bir sesi, bir rengi, bir kokusu ve bir ruhu vardır.
Bu ruhu en iyi ifade edenler yazarlar olduğu için, onların görüşleri kültür politikalarının temelini oluşturur.
2. Şehir Markası Oluşur
“Edebiyatı olan şehir, kimliği olan şehirdir.”
Yazarların katkısıyla fuarlar, festivaller, kent müzeleri ve kültürel projeler nitelik kazanır; şehir ulusal çapta kültür kenti kimliğine kavuşur.
3. Genç Kuşaklar İlham Alır
Gençler, kendi şehrindeki yazarların varlığını gördükçe kültür üretimine yönelir.
Bu durum şehrin geleceğine yapılan en büyük yatırımdır.
4. Kent yönetiminde tarafsız ve ahlaki bir denetim mekanizması oluşur
Yazarlar siyasi kaygı ile değil; kültürel ve toplumsal sorumlulukla düşünür.
Bu nedenle kent yönetiminin etik ve kültürel kalite açısından en güçlü filtresidirler.
5. Kent kültürü, kentin dışına taşar
Yazarların ulusal ve uluslararası görünürlüğü, şehri temsil eden en güçlü tanıtım aracıdır.
Bir şehrin yazarı ne kadar bilinir olursa, şehir o kadar tanınır hâle gelir.
BİR ŞEHRİN KADERİ, YAZARINA VERDİĞİ DEĞERLE BELİRLENİR
Bir şehrin yazarları, o kentin en kıymetli sermayesidir.
Bu nedenle belediyeler ve kent konseyleri, yazarları yalnızca bir “kültür etkinliği figürü” olarak değil; şehrin aklı, hafızası ve vicdanı olarak görmelidir.
Yazarın şehir yönetiminde söz sahibi olması:
kente değer katar,
kente kimlik katar,
kente ruh katar.
Çünkü yazarını sahiplenen şehir, kültürünü sahiplenir.
Kültürünü sahiplenen şehir ise geleceğini kaybetmez.
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı