
Ülkemizde nice insanların hayat hikâyesi yazılmayı hak ettiği hâlde, bu insanlar buna teşebbüs dahi etmiyor.
Oysa bu, kendi emeklerine ve ömür boyu verdikleri mücadeleye bir çelişkidir!
Niçin bu kadar çok çalıştınız, didindiniz, onca maddi ve manevi yükün altına girdiniz?
Hedefiniz yalnızca para kazanmak, mal mülk edinmek miydi?
Oysa bu yolculuğun en kıymetli kısmı anlaşılmaktır.
Biliniz ki…
Sizi ve tüm yaptıklarınızı anlatan bir biyografi kitabınız yoksa, siz hayattayken dahi unutuldunuz.
Şu an yalnızca bir isminiz var bilinen…
Ve bir gün bu dünyadan göçüp gittiğinizde, o isim de sessizce silinecek; tıpkı harcanıp biten mirasınız gibi.
Ne acı değil mi?
Bu gerçeği duymak kulağa hoş gelmese de hakikatin sesi budur.
Öyleyse sormak gerekir:
Gerçekten de anlaşılmak, yaptıklarınızın nasıl başarıldığını gelecek kuşaklara aktarmak istemiyor musunuz?
Eğer istemiyorsanız, unutulmak kaçınılmazdır.
Çünkü maddi miras bir gün tükenir;
ama yazıya dökülmüş bir hayat hikâyesi, ardınızda sonsuza dek yaşar.
Oysa hayatınızı yazdırdığınızda;
yalnızca bir isim değil, bir iz, bir değer, bir miras bırakırsınız.
Hem hatıranızı ölümsüzleştirir,
hem de maddi ve manevi kazanımlarınızı geleceğe taşırsınız.
Bir ömürlük emeği unutulmaya değil, ölümsüzlüğe teslim edin.
Şunu çok iyi biliyorum ki, ben de bu yüzyılda, insanları sürekli biyografi kitabı yazdırmaya teşvik eden ve bunun için mücadele veren bir yazar olarak anılacağım; hatta benim için şöyle diyecekler:
“Dünya üzerinde insanları biyografi kitabı yazdırmaya çağıran, bunu özlü sözlerle güçlendirerek toplumda farkındalık yaratan ve en dikkat çekici kelimeleri üreten bir yazardı; fakat ne yazık ki çağın insanı bunu göremedi.”
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı