
Bir hayat hikâyesini kaleme almak; zamanın ellerinden düşen kırık aynaları birleştirmek gibidir. Her satırda bir yüz, bir iz, bir nefes saklıdır. Yazar; gördüğünü değil, görmenin ardındaki hakikati anlatmakla yükümlüdür. Okur ise yalnızca okumaz; öğrenir, sorgular, kendini de yeniden kurar.
Çünkü hayat hikâyesi, bir kişiden yola çıkarak tüm insanlığa dokunan evrensel bir şifre taşır. O şifreyi çözmek, cesaret ve öngörü ister. Yazmak da okumak da kişisel bir gelişim değil, aynı zamanda insana dair en büyük sınavdır.
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı
Yönetim ve Organizasyon Bilim Uzmanı