
Adı Gibi Yaman Bir Kadın
Hayatım boyunca hiç vefasız bir insan olmadım, ve fakat iki kere kendimi çok vefasız hissettim. Birincisinde Saffet Yatağan vefat ettiğinde, ölümünden tam iki yıl sonra ve ölüm yıl dönümünde aklıma gelip aramak istediğimde artık bu hayatta olmadığını öğrendim, diğeri de canım arkadaşım Esra Adıyaman’ın vefatını bugün öğrenmem oldu. Kendime gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. 11 Haziran 2020’de terk edip gitmiş bu anlam yüklemek için çırpındığımız dünyayı. Kendisiyle son zamanlarda daha sıkı görüşüyorduk oysa. Tayinim Alanya’ya çıktıktan sonra biraz daha zayıflamıştı bir araya gelmelerimiz. Hiç unutmam, TRT’de ‘Uzaktaki Yakınlarımız’ adlı bir programı sunuyordu. Çok hoş konulara değiniyorlardı. Ben de o programlardan birini henüz çekiliyorken izlemiştim TRT binasında. Sonrasında evlendi. “Bak geleceksin değil mi? Sana bizim kızların masasında yer ayırıyorum.” diyordu. Amasya’dan tatil için Kuşadası’nda gitmiştim. Biliyordu o da, oraya gittikten sonra tatilimi bölmediğimi! Elbette bu sefer öyle olmadı. Atlayıp Ankara’ya gittim. Çok güzel bir düğünü oldu ve kaç yıllık arkadaşları arkadaşım oldu. Bugün bütün gün o fotoğrafları aradım eski CD’lerin içerisinden, fakat hepsine bakabilmek ne mümkün, bulamadım. Hani Esra öyle bir delikanlı kızdı ki, samimiyetini, açık görüşlülüğünü, dobralığını nasıl anlatsam? Çok sağlamdı çok. Sonra bir oğlu oldu, adını Bora koydu. TRT’de sadece Milli Piyango çekilişlerinde sipikerliğin dışında hiç bir yerde çıkmıyordu! Şu anki son 25 yıllık düzenin kurucuları her güzel işte olduğu gibi oraları da bozmuştu! Canı şıkkındı, fakat yapacak bir şey de yoktu. Sonra bir görüşmemizde bana kemoterapi gördüğünü söyledi. Çok üzüldüm. Sanırım 2017 veya 2018’di. O illet henüz yeni başlamıştı. Oğlu ise çok küçüktü. Gittikçe daha çok yoruluyordu. Sağlığı nedeniyle kendisini cep telefonu ile arayıp zarar vermek istemedim. 2019 yılında da konuştuk, ben tatildeyken oğlu il Antalya’da bir otele tatile gitmiş. Ben de davet ettim. Gelirim demişti, fakat sonra ben kendisini aradığımda telefon kapanınca müsait olmadığını düşünmüştüm. Meğerse canıyla cebelleşiyormuş! Nereden bilebilirdim ki! Bugün o acı gerçeği öğrendiğimde kendimi çok kötü hissettim. Güle güle git güzel arkadaşım. Sen benim için çok değerli bir insandın. Keyifli sohbetini, güler yüzlülüğünü, gerçekçiliğini çok özleyeceğim. Sevgili anneciğim ve geride bıraktığın oğlun şu an ne durumda bilmiyorum, fakat en azından onların sağlık durumlarını öğrenmek ve anneciğjnle senden konuşmak için bundan sonrasında arayışa gireceğim. Umarım ulaşabilirim. Şu kırık dökük yüreğimle seni hiç unutmayacağım. Uyuduğun yer ışık olsun!
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı