
Özlüsöz/aforizma üretmeyi seviyorum. Çünkü hayatın her alanında anladıklarımızı ortaya dökmemiz, toplumu düşündürmemiz gerekiyor.
Bir insan ne kadar çok düşünürse o kadar çok konunun özüne giriyor ve bu esnada ayrıntılara daha çok kafa yorabiliyor. Bu durumun sonunda kendince bir şeyi anlıyor, o anladıkları ise farkındalıklarını artırıyor. “Geç öğrendim, bazı sözlerin kuma yazıldığını…” aforizmasında da olduğu gibi. Bir insanın aslında konuşurken sarf ettiği sözlerin veya duyduklarının gerçeğin dışında olduğunu hiç sorgulamayıp, onu doğru, gerçek, yalansız olduğunu düşünürken, zaman içerisinde duyduklarının, gördüklerinin, anlatılanın doğru olmadığını öğrendikçe, bir anda o görüştüğü insanlara karşı bir güven sorunu yaşar.
Ardından bu kişinin üstünde hayal kırıklığı yaratır ve bu duruma tepki dahi verebilir. Birçok yerde yalanla yüzleşmek insanın kimyasını bozar ve bu durumun kişinin içinde yarattığı boşluk, üzüntü, arapsaçına dönmüş duygu karmaşası, bundan sonraki kuracağı ilişkilerde daha temkinli olmasına neden olacağı gibi, içine de kapanabilir!
Elbette tüm bu yazdıklarımın daha ilerisine gidebilirim! Kişi üstünde durumu çok daha çekilmez bir duruma götürebilir, ya da onun da kimyası bozulmuş bir insan olarak, nasıl, ne şekilde zarar gördüyse, onu bundan sonraki hayatında kendisine yaşatıldığından çok daha beterini bir başkasına yaşatan bir makinaya dönüşerek, kendisine yapılanın öcünü, karşısına çıkan diğer herkesten çok daha ağır alan biri halin üzerinden de durumu tahlil edebilirim.
Pektabii her insanın duygu dünyası, değerlendirmeleri, kendisi üstünde bıraktığı his vs bireyin yaşanmışlıklarıyla duydukları arasında kurduğu empatinin gücü kadar. Aforizmaların bu konuda faydası, okur okumaz aldığı mesajın kendisiyle buluşması ve kendisini bu konuda yalnız hissetmemesi! Aslında kendisi gibi ne kadar çok insanın da var olduğunu bilmesi ve fakat bir zamanlar çok canını yakan o durum ve kişi hakkında, şimdi bulunduğu noktadan hiç bir şey hissetmediği gibi, -belki de- kendisine bunları yaşattığı için onu terk edişinin büyük nimet, bugünkü durduğu noktada seçimlerinin müsebbibi olarak, kendisine teşekkür ederken, kendini değerli hissetmesi.
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı