Bir insanı yaptığı iş için kutladığınızda aslında sadece onu kutlamış, motivasyonunu artırmış olmuyorsunuz. Yaptığı iş üstünde yoğunlaşıp, onun yaptığı geliştirmesini ve daha sürdürülebilir hale getirmesini sağlarken, ona yaşattığınız bu duygunun sağladığı başarı sayesinde o insanı topluma bu sefer daha faydalı bir insan haline getirip, onu örnek alacak olanlara da yol açıyor, dolayısıyla toplumu güzelleştirmiş oluyorsunuz! O sebeple çalışan üreten, başaran insanlara kıskançlık edip onların; açığını aramak, alaşağı etmek, yıldırmak, pes ettirmek, olmayacak durumlardan dedikodu üretip bunu etrafında kimi bulursanız yaymak ve bu sayede başkalarının da onun hakkında olumsuz düşünmesini sağlayıp kendi safınıza çekerek sağladığınız bu antipatik çoğunlukla onun sosyal çevresini yok edip, nefessiz kalması için mücadele ederken aynı kendiniz gibi sığ yığınlar yaratmaya hizmet vermek; ülkemizde son 20 yılda ülkeyi yönetenlerin toplumun düşünme biçiminde sağladığı zararın yarattığı acı tablonun gerçek nedenidir. Ve aslında nefessiz kalacak olan da o önünü tıkamaya çalıştığınız insan değil, kendiniz, ondan faydalanacak olanlar ve bir milletin geleceğidir. Oysa bu zihin yapısı, yaklaşım Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuna ve Büyük Atatürk’ümüzün felsefesine terstir. Kabul edilemez!”Toplum bu konuda acil uyanmalı, ülkemizi her türlü olumsuzluktan kurtarmak için fabrika ayarlarına dönmelidir. Çünkü kan ve irfanla kurulmuş olan bu ülke; çok çalışıp başarmak, muasır medeniyetlerin üstüne çıkıp insanca yaşamayı hedeflemiştir. O sebeple; iyi niyet, samimiyet, güzellik, takdir, alkış, nezaket, onure etmek, jest yapmak, saygı ve sevgide kusur etmemek, öncelik vermek, hoşgörü göstermek gibi, insanı insan yapan her türlü meziyetin sahibi olan aziz Türk Milleti’nin bu eşsiz doğal özelliği, ülkeye hakim olmalıdır. Kırıcı değil yapıcı olmak herkesin görevidir! Öyleyse, bu hayatta insanca yaşamak için; hayata insanlığınızı kültürle, sanatla, alkışla, övgüyle işleyiniz…

Silvan Güneş
Biyografi Yazarı