Gazi Atatürk’ümüzün Latin harflerini kabul etmesine tepki gösterenlere bakıyorsunuz, adam konuştuğu dile vakıf değil, okumayı sevmiyor, eğitimi yarım dahi değil. Sorsanız ömrü boyunca bir kitap okumuş, hatta çoğu bir tane dahi okumamış! Bir kitap gösterseniz “o ne” diyecek kadar bilgisizlikte kendini terk etmiş! Ömründe gazete okumamış, koltuğunun altına sıkıştırıp evine götürmemiş ve ev hanesinde de gazete okuma kültüründen bahsetmek mümkün değil! Hepsi memleketten, dünyadan bir haber!… İşte asıl haber bu haber! E öyleyse niçin uğraşıyorsunuz Gazi Atatürk’ümüzle, okuma – yazmayla, devrimlerle, dedenin okuyamadığını iddia ettiğin olmayan mezar taşıyla? Sizin için yeniden Arap harflerine dönsek, sizin için yine hiçbir șey değişmeyecek! “-Efendim? Değişeceğini mi iddia ediyorsunuz? Buyurun o zaman siz öğrenmek istediniz de Arapça’yı elinizden mi aldılar?” Hatta daha kötüsü, sizde bu kadarcık zekâ, tembellik ve anlama eksikliği varken, bir o kadar karmaşık o Arap harflerini hiç öğrenemeyecek, anlamak için zora dahi gelemeyecek, hatta bırakın okumayı adınızı dahi yazamayacaksınız! Sizin alfabeyle, yazıyla zaten işiniz yok! Sizi okumak yorar sıkar! Sizler olsa olsa resim bakarsınız, video izlersiniz, sakız çiğnersiniz! Aksi olsaydı bugün Atatürk’ün bize bahşettiği öğrenilmesi en kolay alfaveyle ne kitaplar devirir, ne diller öğrenir, ne mesleklere sahip olurdunuz! İşte her bakımdan yetersiz, haliyle algıda yoksun, cehalette süper egolu kendini parlatmak derdinde olan bu birikisefal insancıklar toplumda kendilerini oradan buradan duydukları iki kelimeyle varlık göstermeye çalışıyor. O sebeple alfabeyle, sözde canhıraş şekilde İslamiyeti savunduğunu zanneden; ve fakat yalan yanlış ezberlediği duanın bir kelime dahi anlamını bilmeyenler uğraşıyor! Daha başka bir gerçek ise bu tip insanların hayatta konuşacak hiç bir konularının olmaması! O sebeple sarılıyorlar bu işe!
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı