
Sanat Yaşatır,
Ülkemin sevgili ve güzide sanatçısı Araştırmacı Ressam Sayın Ergün Başar’ın “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” konulu sanat eserleri, cumhuriyetimizin 100. yılına girerken Türk Milleti’ne verilebilecek en büyük armağan oldu. Her sanatçı, sanat hayatında elbette ki yaşayan, unutulmaz, eserler ortaya koymak ister. Sanatçı Ergün Başar, “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” ile sanat hayatının ve ülkemiz tarihinin en değerli projesini üretmiş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzle ilgili şimdiye kadar yapılmamış, devasa boyutlarda, birbirinden değerli birçok portresinden oluşan koleksiyonun yaratıcısı olmuştur. Bununla birlikte; cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihi sürecinde, ilk defa yaratılarak hayat bulmuş hangi iş alanı ve girişim var ise tüm bunların müsebbibi olmuş ve “ilk kişi” diyebileceğimiz unvanlarıyla, tarihe adını yazdırmış, nice başarılı vatandaşlarımızın devasa portrelerini tuvaline yansıtmış, böylece kendisi de bir ilke imza atarken, ayakta alkışladığımız o ilklerden biri olmuş, “sanatçı ressam” kimliğini; “araştırmacı, biyografist ressam” kimliğine taşımıştır.

Sanatçı, Araştırmacı, Biyografist, Ressam Ergün Başar; bu toprakların yetiştirdiği nice başarılı, inançlı, cefakâr insanlarımızın her bir ferdinin bizlere bıraktığı mirası ve bugüne değin onun üstündeki ilerleyişimizi, bir kere de bu biyografilerin devasa portrelerini yaparak tarihi bir hatırlatma ile dikkatleri üzerine çekti. Tarihe adını yazdırmış, bu birbirinden seçkin öncülerimizi, bir sanat dalının yapabileceği ve hafızalarımıza bırakacağı etkinin gücüyle bir kez daha nakşetti. Tarihin ve onun içerisinde etkili rol almış şahsiyetlerin sanatla buluşmuş hatırlatmaları, onların gelecek nesillere tanıtılması, doğru aktarılması, milli değer kategorisinde, bir sanat dalının üretimiyle ilgili yarattığı mirasın gücünü ispatlarken, bu eserlerin kitaplar ve belgeler kadar etkili kılınışına hepimizin tanıklık ediyor olması; bir resim sanatıyla hem tarihe hem sanata atılan imzanın yarattığı o ilk’e olan hayranlığımızı dile getirişte kelimelerimizi kifayetsiz kılıyor. Bunu yaratan sanatçıyı ise herkesin hayalini kurduğu o nirvanaya taşıyor… Bu eserler zaten şu an için eşsiz değerdedir ve fakat zaman geçtikçe ve tarih yaşadığımız şu anları bizlerden koparıp, tahmin edemeyeceğimiz bir gelecekle buluşturdukça, “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” koleksiyonu içerisinde yer alan o birbirinden değerli her bir biyografi, milyonlarla ifade edilen bir milletin görsel sanatı, hafızası ve tarih bilinci açısından kimbilir kaç çocuğun, gencin hafızasında bir kıvılcım çakıp hayal kurdurarak ilham verecek, hayatının akışını değiştirip yolunu aydınlatacak, farkındalığını geliştirdikçe kimliğini hatırlatıp ulaşması gereken yere en erken vardıracak güçte bir tüneldir! O sebeple; Sanatçı, Araştırmacı, Biyografist Ressam Ergün Başar’ın hayata geçirdiği “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” projesi ve bu eşsiz koleksiyonda yer alan şahsiyetlerin portreleri şimdiye kadar bu kadar büyüklükte yapılmadığı gibi, koleksiyona konu alan şahsiyetlerin hepsinin portrelerini bir arada da görmediğimizden, örneği olmayan bu çalışmayı sanatçısı ile birlikte eşsiz kılmıştır. Sayın Başar, her biri tarih kitapları kadar etkili portrelerini meydana getirmekle kendisini “sanatçı ressam” tanımının daha da üstüne çıkartıp, sanatında açtığı bu eşsiz bakış açısı ile “araştırmacı ressam” ve “biyografist ressam” ekolünün de yaratıcısı ya da başlatanı olarak tarihe geçmiştir. Ne mutlu bu eşsiz değeri yaratan sanatçımıza ve ne mutlu, sanatçısını henüz hayattayken takdir etmesini bilen bizlere!..
Özetle; Sanatçı Araştırmacı Biyografist Ergün Başar, bir milletin; tarihine, kültürüne, siyasi ve sosyal gelişimine; duruma, şartlara, zamana ve dünya gerçeklerini de göz önünde bulundurup bunları takip ederken; cumhuriyet tarihimizin 100 yıllık geçmişinde kendisi olmaya ve kendini bulup yaratmaya giriştiği, tüm bunlarla harmanlanmış bir savaşın içinde şekillenmeye çalışarak, ‘türlü güçlüklerle mücadele eden nice hayatlar’dan ‘kendini inşaa eden bir topluma’ olan yolculuktaki insan devinimini, yokluklar içerisinde olduğu halde çaresini bulmuş bir dirayetle, göğsümüzü kabartan, ayakta alkışladığımız nice eşsiz biyografilerin yaratılış öyküsünü bizlere; özel galerilerde, kültür merkezlerinde en görkemli haliyle bir tarihi geçit içerisinde aklımıza, zekâmıza, gözlerimize ve ruhumuza şölen etmek için mücadele eden savaşçı, örnek bir sanatçımızdır…
Sevgili Başar’ın “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” koleksiyonunu gezerken, bir anda birbirinden değerli onlarca lider ve önderlerimizin tablosunun önünden bir resmi geçitte geçer gibi yürüdükçe, tüylerimiz diken diken olur. Her biri tarih sayfasından bizlere bir başka bakar; ve elbette, bir anda tüm o biyografilerle göz göze geldikçe, kendimizi bir zaman tünelinin içerisinden geçiyor gibi hisseder, tarifi mümkün olmayan, her bir uzvumuzu esas duruşa geçiren, duygulandıran, gıpta ettiren, önünde saygı ile eğilirken; sevgi, minnet, özlem ve hatta şikâyet ederek, -bir taraftan kalbimizi ikna etmeye çalıştığımız- nice karmaşık duygularla sessizce bir resmi geçitten geçeriz; fakat geçerken, omurgamız olmadığı kadar dikleşir; ve o tabloların her biri bizlere kimliğimizi, kim olduğumuzu, nereden geldiğinizi, ne yapmak isteyip nereye gideceğimizi, övünçlerimizle bizlere hatırlatırken, tüm bardaklarımızı; cesaretimiz, korkusuzluğumuz, kendimize olan güvenimiz, hemen orada verdiğimiz sözlerimizle yeniden doldurarak yüklenir, yolumuza öyle devam ederiz…
Sanatçı Ergün Başar’ın “Atatürk ve İz Bırakanlar” konulu koleksiyonu hakkında bilmemiz gereken çok önemli iki konu daha vardır ki; o da, birincisi; bu serginin ilk defa 2019 yılında Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, ikincisi, 2020’de İstanbul Beşiktaş Deniz Müzesi Galerisi ve üçüncüsü, Eskişehir Çağdaş Sanatlar Galerisi’nde açılmış olmasıdır. Nasıl ki sevgili sanatçımız Başar’ın “Atatürk ve İz Bırakan İlkler”ini yaşatan o eşsiz tabloları 2020 yılında Eskişehir’i ve Eskişehirlileri onurlandırır, işte orada bilmemiz gereken ikinci konu devreye girer; şimdiye kadar hayatına birçok ilkleri sığdırmış, yaptığı her işte yeni bir ilk’le bizleri tanıştıran, ilklere doymayan, hayata geçirdiği her ilk’le hem yaşadığı şehrini, hem memleketini, hem de Cumhuriyet tarihimizin en çok ilk’lerini hayata/yaşama geçirmiş, “İlk’lerin Adamı”, örnek insan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sevgili Yılmaz Büyükerşen’le buluşması ile, bir anda bu eşsiz koleksiyonun kaderinin değişmiş olmasıdır. Sayın Büyükerşen o sergide öyle bir ilk’in daha sözünü verir ki, Sayın Başar’ın bu birbirinden değerli tablolarının ilelebet sergilenmesi, muhafaza edilmesi, koruma altına alınması için ‘Eskişehir’de bir müze açılmasını ve bu devasa tablolara bundan böyle Eskişehir’in ev sahipliği yapacağı’ sözü ile Sayın Büyükerşen’in sanata, sanatçıya, tarihe, yaşayan değere ve değeri yaşatanlara karşı gösterdiği bu hassasiyet, özetle; cumhuriyet tarihimizde bir milleti tüm değerleriyle birlikte yaşatmak, onu koruyup kollamak, muhafaza etmek, gelecek nesillere aktararak sürekliliğini sağlamak için lazım gelen ne varsa gereğini layığıyla yapmak, takdir etmek, elbette ki, bir Atatürk öğretisi ve bu milletin liderlerinde en başta olması gereken duruşun ta kendisidir. Her yönüyle komplike bir insan olan ve sözünün eri olduğu kadar, bir o kadar da enerjisine yetişmek için nice gençlere taş çıkartan Sayın Büyükerşen’in, bu sözü sarf ettikten sonra yine bir ilk’i daha gerçekleştirerek 27 Ekim 2023 yılında Eskişehir Odunpazarı’nda Ergün Başar’ın “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” portrelerinin sergilendiği “Ergün Başar Portre Galerisi” adıyla müze açması, Eskişehir’i pek çok seçkin değerin şehri yapan ve buna bir de “Müzeler Şehri” unvanıyla bir değerle daha taçlandıran; -Eskişehir’in örnek kent yaşamını bizim gibi Eskişehir’de yaşamayan ve fakat sıkı takip eden, milyonların gıpta ile izlediği bir şehri anlatmak da, tıpkı o şehri baştan sona her şeyiyle ve her yönüyle yaratarak üstümüzde tarifsiz duygu uyandıran-; kendini dahi defalarca aşmış, rakip tanımayan, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar yüksek akıl, fikir, zekâ, öngörü ile donanmış, feraset abidesi bir dâhiyi doğru ifade edebilecek bir kelimeyi sarf ederken zorlanıyor olmak, sanırım ne benim ne de Türkçe’nin suçudur!
Sayın Yılmaz Büyükerşen’in Sanatçı Ergün Başar’ı ve eserlerini sahiplenmesinin, yanı sıra tüm bunları yaparken şehrine ve insanına verdiği değeri de ortaya koyması, tüm bu değerleri yaşatırken, gelecek nesillere aktarılmasında arzu edilen ve aradığımız bu tavır ve davranışı milyonların aklına zekâsına ekmesi; bizleri, yüzyılımızın her bir liderinde aramamız gereken özellikler bakımından da eğitip, öğretip geliştiriyor. Sınırlarımızı yaptığı her işte zorlayarak hep en iyisiyle bizleri tanıştıran, buluşturan; yöneticilik, girişim ve icraatlarıyla eşsiz örneğimiz olduğu kadar, yenilikçiliği ve tarihi tavrı ile de kalplerimizi fetih eden böylesi özel bir lidere sahip olmak; elbette ki bizleri tarifsiz onurlandırıyor, gururlandırıyor, biçimlendiriyor, geliştiriyor… Nitekim, Sayın Büyükerşen’in sahip olduğu yüksek liderlik ruhu ve her işinde göstermiş olduğu samimiyet; önce insanı merkezine alan ve onun etrafında dolanan bu eşsiz akılcı icraatlarının yansımaları, olması gerektiği şekliyle bir başka şehirde daha vücut buluyor! “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” konulu koleksiyon; Anadolu’nun işgali ve Kurtuluş Savaşı boyunca büyük yaralar almış, İzmir halkının ve şehrin tarifsiz acılar yaşadığı ve en sonunda düşmanları denize döktüğümüz, gözbebeğimiz İzmir’de de aynı aşk, sevgi ve kucaklamayla, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in önderliğinde, İzmir’imizi de taçlandıracak olması, bizim için İzmir’in dağlarında açan ve yurdun her yerine bu sefer buradan yayılacak olan bir kıvılcımın, bir zaman sonra memleketimizin her yerini kucaklayarak üstümüze bir güneş gibi doğup aydınlatacağının resmini, bakınız bizlere bugünden tezi yok ne güzel çiziyor!
Cumhuriyetimizin kurulmasından bu yana geçen son çeyreğinde; sanata, sanatçıya susamış ve bir o kadar da değerlerinden uzaklaştırılmaya çalışılmış bir milletin, cumhuriyetimizin kuruluş yılından bu yana, Gazi Atatürk’ümüzün izinden giderek, dünyanın en zor ve en imkânsız denilecek şartlarında zoru yenmiş, imkânsızı ise hiç tanımamış; aklı, kalbi, ruhu memleket aşkıyla çarpan nice cefakâr ve vefakâr insanımızın canını dişine takarak verdiği, -değil mücadele-, savaşıyla bir yerlere getirilebilmiş nice iş alanı ve girişimlerin her biri bir müsebbibi olarak bizlere eşsiz miraslarını isimleriyle bırakırken; bizlerin ise şimdiye kadar bu şahsiyetlerin çoğunun ismini dahi bilmemesi; onları tanıyıp sahipleneceğimiz hiç bir girişim, amaç, mücadele ve çalışmanın olmaması; bu konuda hiç bir çalışma olmadığı için eksikliğini dahi hissetmediğimiz bir yok oluşun içerisinde sürüklenip gittiğimizin farkına dahi varamayışımız, bizleri hızla tüketirken; -şimdi artık içinde bulunduğumuz ve “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” koleksiyonunun bizlere yaşattığı/yaşatacağı bu atmosferin ve bunu bizlere yaratanların sundukları bu eşsiz hizmetin mutlaka bir karşılığı olacağı inancıyla-; her bir fertte dilediğimiz o büyük uyanışın ve bu uyanışın hakkını bir gün mutlaka vermek için kenetlenişin adresi olacağına inanıyor, bundan sonrasını tarihin tanıklığına bırakıyorum. Sanatçı Ergün Başar’ın “Atatürk ve İz Bırakan İlkler” koleksiyonu, bizlere ışık oluyor, hatırlatıyor, dimağımızı zorluyor; daha önce niçin bunu yapmadığımız için bizleri sorgulatıyor ve o yüzden utandırıyor; hüzünlendiriyor, yol gösteriyor, birleştiriyor, fikir veriyor… Ve sanatçının o yapması çok zor, her ressamın kesinlikle cesaret edemeyeceği ebatlarda portreler yapmasının yanı sıra, aynı zorlukta ve eleştiriye açık olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüze ait nice portelerle birlikte yarattığı tabloları ve bu tabloları cumhuriyet tarihimizin iz bırakan ilkleriyle bu sefer resim sanatı alanında bambaşka bir yolculuğa çıkması, o koleksiyonu gören herkesi heyecanlandırıyor… Tüm bu tabloları altın varak kullanarak fırçasının gücünü ortaya koyan ressamı tanıdıkça gururlandırıyor… Tabloları; boyut, teknik renk, ton, yorum ve dönemsel algıda yarattığı başkalıkla, yağlıboya çalışmasının zamana karşı gösterdiği dirençle her bir tuvale yansıyanı ölümsüz hale getirilmesi umutlandırıyor… Tüm bunların toplamında ressamın kullandığı altın varak seçiminin çağın anlayışı ile birlikte, cumhuriyetimizin her bir değerinin ülkemizin üstüne doğmuş bir güneşi yansıtmaya çalışmasının ve bu ülkeye ancak onlar gibi aydınlık yüzler sahip oldukça, bu halkın da bir taraftan kimin peşinden gitmesi gerektiğini öğrenirken diğer taraftan onlar gibi olmaya çalıştıkça bu memleketin ancak düze çıkacağından güçle farkına vardırması, uyandırıyor… Bir yakınmamız ve dertlerimiz varsa, ancak böyle kurtulacağımızı anlatan o güçlü mesajı, şimdi içinden yürüyerek geçtiğim o devasa tablolara bezenmiş her bir şahsiyetin gözlerine baktıkça, almam gereken mesajı kendi adıma aldım ben! Peki, siz de aldınız mı?
Çok ama çok teşekkürler Sevgili Ergün Başar; sizin gibi bir değerimize benim ifademle “Biyografist Ressam” demek bana düşer! Siz sadece yapılmayanı yapmadınız; siz en zorunu, düşünülmemiş ve yapılmamış olanını yaptınız. Gece, gündüz, tatil, hastalık, duymak istemediğimiz haber, yaşamak istediğimiz nice yangınlar ve nice olumsuzluklar demeden amacınız uğruna eşsiz mesailer harcarken kimbilir ne fedakârlıklar yaptınız, fakat şu kadarını söyleyeyim; gerçekten değdi… Bu sayede bu millet sizin gibi değerli bir ilk’ini daha tanıdı ve emin olun onu asla unutmayacak! Ve o ilklerin arasında yer alması gereken portreniz, yerini her zaman korurken; eserleriniz sizinle, eserlere konu olanlarla ve onu yaşatanlarla daima yaşayacaktır.
Saygı ve sevgilerimle…
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı
20 Eylül 2023 / Alanya
