Biyografi yazarlığından anladıklarından değil, ya da gerçekten bu konuya ilgilerinden, meselenin ciddiyetini kavramalarından, bu işe büyük heyecan duyduklarından, hatta yeterlilik gösterdiklerinden…; sadece yazar olarak anılmak istediklerinden ya da kendilerine iş yaratırken taşıdıkları maddi-manevi kaygılar için çıkış yolu aralıklarından…: kendilerince biyografi yazmaya soyunuyorlar! Bu tipler, “ne iş olursa yaparım” mantığı ile hikâye, masal yazmışlar, olmamış! Bir ara roman yazmaya yeltenmişler, yine fiyasko! Bir şekilde isim yapmak istemişler; orada burada hemşehricilik yaparak bir gazeteye kendilerini zor atıp “köşe yazarı” etiketine sahip olmuşlar, yine olmamış: kimse okumamış yazdıklarını! Siyasetçileri yazmış, gündemi kendince aktarmaya çalışmış, okur yine adını dahi ezberleyememiş! Sonra aklına bir fikir gelmiş ve bunların içinden daha kurnazı olanı gözüne kestirdiği bir ismin eserleri üzerine bir iki yazı yazıp, bu metinleri kitap formatına getirtip, birilerinin desteğini alarak bastırtma fırsatını yakalamış ve bu sayede kendine “yazar” etiketi takmak için oldukça emek vermiş, fakat o da olmamış! Devreye edebiyatın önemli eleştirmenine kendisini övdürmek için zorla randevu alıp yazı yazdıran dahi olmuş, fakat sonuç yine aynı, nafile! Dökme suyla bu değirmeni bir türlü döndürememiş!  Bu acı sonlara son sözü de ben söyleyeyim; “Bir amacınız ve onu başarmak için mücadeleniz sadece etiket için, “mış” gibi yapıp kendinize zan kazandırmaksa, bırakın hedefe çıkmayı, kendinizi yerin dibine sokar, batırırsınız! Hoş, dubalar denizde iş görür, batmaz; ve evet, can kurtarır, fakat sizi bir gemi gibi limandan limana taşıyamaz! Eğer siz biyografinizin gerçekten yazılmasını istiyorsanız, iyi bir kaptan bulun, denizdeyseniz iyi bir gemiye, havadaysanız iyi bir uçağa, karadaysanız iyi bir arabaya binin ki, işin ehli olan insanlara nasıl ki canınızı emanet ederken  yaşam kalitenizi de artırıyorsa, hayatınızı yazacak olan bir insan da biyografi yazarı değilse,  biyografi yazmaktan anlamıyorsa, araştırmacı değilse, bu işin önemini ve mesuliyetini taşıyamayacaksa; hayatınızı teslim ettiğiniz kişi hem topluma sizi doğru anlatamayacağı gibi, rezil de edebilir, komik duruma da sokabilir, zamanınızdan, paranızdan, moralinizden ve hatta itibarınızdan da çalabilir! Bir kesimde de biyografi yazarlığını ancak edebiyat bölümü mezunlarının yapabileceği gibi yanlış bir düşünce hakim! Araştırma, derleme, sosyoloji, tarih konularını ne yapacağız? Mektup yazamayan edebiyat bölümü mezunu biliyorum! Büyük bir kısmı sadece yazılanlar üstünde redakte, belki editörlük yapabilir! Hani biz söz var, tırnağı olsa başını kaşırdı!

Silvan Güneş

Biyografi Yazarı