HER İNSANIN HAYATI YAZILMAYI HAK EDİYOR MU?

Biyografi nedir? Biyografi yazarlığı nedir? Biyografi nasıl yazılır? Biyografi yazmanın pek çok türü olsa da en iyi yazım türü hangisidir? Kimlerin biyografileri yazılmalıdır?

Okuduğunuz bu sorular bir biyografi yazarı olmak için ömrümü adadığım bu yolda beni bu işte en iyi yoğuran, yolumu bulduran gerçekler. Bu soruların en sonunda yer alan mevzu ise, diğer sorulara vereceğim cevap kadar önemli bir konu benim için/biyografi yazarlığı için. Tecrübelerim arttıkça, hayatını yazdırmak konusunda benimle iletişime geçen nice insanları tanıdıkça, anlattıklarını düşündükleri hayatlarıyla ilgili pek çok soruya cevap vermeden üstünü kapatmak ve hayatlarıyla ilgili pekçok mevzuyu karanlıkta bırakıp, ortaya dökülmüş olanlardan da kendilerine enteresan bahaneler yaratmak için zengin, hayal dünyalarına başvurdukça, bir biyografiden yani gerçekten bir masalı yani gerçekle bağdaşmayan tüm aykırılıkları bahsetmek; bana bir biyografiyi değil de bir biyografi üzerinden olmayan ya da çarpıtılmış bir masalı anlatmak, hiç doğru gelmediğinden, yazılması istenen bu tür hayatların da kesinlikle yazılmaması gerektiğini altını çize çize söylemek istiyorum!

Halk bazen çevresindeki başarılı insanları hayatlarını yazdırması konusunda zorluyor! Fakat bu insanlar bilmiyorlar ki o insanın hayatı sadece sizin başarı olarak gördüğünüz ve zenginliği ile tarttığınız varlığı hesaba katarak yazılmayı hak edilen bir değer mi? O varlığın içinde neler var? İşte burada ipler inceliyor, geriliyor, çatlıyor, patlıyor, kopuyor, dağılıyor! Hiç bir hayat tek başına olmadığı gibi hiç bir başarı da tek başına değildir! Mesele bir yerde koyun, çoban, kurt, kuzu örneğinde olduğu gibi, sürüsünü kurttan koruyan çobanın, aslında en iyi kuzu çevirmeyi yapan olması gerçeğinde olduğu gibi, hep daha çok kazanıp daha az vermek için kodlanmış beyinlerin, çalışanına daha çok yük bindirip onu ezdikçe daha çok kazanıp daha çok büyümesi ve kendisinin ve soy sopunun refahının daha çok artması gibi mevzular, bu tür insanların biyografilerinin yazılması konusunda hassasiyet gösterdiğim sadece bir başlık!

Elbette bir de şöyle bir mevzu var; hayatını yazdıracak kişi elbette bunun için yazara belli bir bedel ödüyor! Yani cebindeki para ile yaptırıyor bu işi, öyleyse bir yazar bir biyografiyi kaleme alırken ne kadar tarafsız olabilir ki? Ya da biyografisini yazdığı kişinin kendisine anlattıkları ile dışarıdan kendi derledikleri üzerinden ortaya çıkardığı pek çok konu başlığını aydınlatmaya girişebilir? Bir insanın biyografisi sadece o kişinin kendi anlattıkları ve kendisinin yazılmasını istediği, yazılmasını istemediği konuların ise ayıklandığı, birtakım mevzuların sansüre uğradığı bir çok konunun aydınlatılmadan es geçildiği bir kitap nasıl biyografi kitabı olabilir; ya da bu tür insanların hayatları nasıl tarihe mâl olabilir?

Bu tür yazılmış kitapların en kötü mirası nedir biliyor musunuz? Bugün çok iyi tanıdığınız kimselerin kendileri hakkında yazdırdıkları, gerçeği yansıtmayan, bir çok tartışmaya yol açacak konularla hacim kazandırılıp basılmış yalan, yanlış, çarpıtma, kendine ait duygu, düşünce ve hatta tüm bunların bir topluma mâl edilerek nüfus kazandırma çabalarını o çağın insanı gerçekleriyle bilip, bunu yapana gülüp geçerek kale almasa da, bir iki jenerasyon sonra tüm bu gerçeklerin unutulup o basılmış kitabın tarihe mâl olması, kaynak gösterilmesi, gerçeğin gerçek olmayanla, yalanla, çarptırmalarla yer değiştirmesidir. İşte bu tarihi karalamaktır! Tehlikelidir! Büyük mesuliyeti vardır! Bu noktada diyorum ki herkesin hayatı yazılmayı hak etmiyor! Hatta biyografisini yazdırmak isteyenlerin biyografilerini yazdırmaları için onlarda aramamız gereken kriterlerin içeridine karakter yapılarını dahi koyuyorum! Dünya görüşlerini, insana, doğaya, başka canlılara olan hassasiyetlerini, çağın ve zamanın insanı olup olamadıklarını…; Kibar mı? Medeni mi? Egolarının esiri mi? Eğitiminin hududu ne olursa olsun kendini yetiştirmesini bilmiş mi? Önce kendine sonra her şeye saygılı mı? Hayatı yorumlamasında bir mantık var mı yoksa birilerinin takliti mi? Bir kaynak mı yoksa dökme suyla çevrilen değirmen mi?

Silvan Güneş

Biyografi Yazarı

Yorum bırakın