
Sanatçının verdiği mesajın öznesi olduklarını kamufle etmek için ona öyle yükünün altından kalkamayacağını(!) düşündükleri tepkiler verir ve kendilerinden sonra da kendileri gibilerin bu hayatta daha rahat nefes alıp aynı suçu her zaman muhtaç oldukları ‘özgür gücü’ sadece tek bir zihni yapının oyun parkı olarak kullanmasını topluma işleyerek dayatma kaygıları güderler ki; o sebeple en baştan ve ilk önce, bu tavır ve davranışlarına verilecek olası tepkilerin de önünü tıkamak, kendileri gibi düşünenlerin sayısını artırmak, kendileri gibilerle yaşamak isterler; çünkü rakamlar, nüfus önemli olduğu kadar bilirler ki; bu tavır, davranış ve tepki türlemeleri, aynı zihiniyetin, insan türünün tarihten gelen köklerini devam ettiren ve bu günkü kendilerini var eden durumu korumak için giriştikleri savaştan başka bir şey değildir! Öyleyse anlamamız gereken, bu tür insanların aslında sadece tepki vermediği; bu onların var olma nedeni, oyun parkı, savaşı olduğudur! O sebeple insanlar iki türe ayrılırlar! Biri insanlık tarihinin düşünen, yontan, inşaa eden azınlık tarafını, diğeri barbarlıktan kurtulamayan, ezen, küfreden, ruha ve bedene işkence eden, her şekilde kokan karanlık tarafını gelecek yüzyıla taşımak ister! Sonuç olarak bugünün özgür dünyasında yaşarken elini taşın altına koyanlar çok dayak yesin diye, sosyal medyada ağırlıklı nefret dilinin hakim olmasını sağlamak karanlığın işi olsa da, aydınlığın ve iyiliğin sayısını ve nüfusunu artırmak için verilecek her bir mücadele aldığın nefes kadar önemlidir! İnsanlık elbette ki, yaptıklarını canhıraşça eleştirdikçe ana yolu bulacaktır!
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı
