
Antalya mükemmel altyapısı ile Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bugün Türkiye’nin en kalabalık ve en modern beşinci ili olduğu Antalya tarihi, doğa ve turizm cennetidir. Kentin tarihi ilk başta Anadolu’daki topraklarında görüldüğü çağlardan başlamakla birlikte, yörede şimdiye kadar 100’ün üstünde kent kalıntısı ortaya çıkartılmıştır. Bu kalıntılarda ilkçağ boyunca yörede kurulan Hitit, Lidya, Pers, İyonya, Makedonya ve Roma uygarlıklarını da aydınlatmaktadır.
Başta Alanya, Side, Perge, Demre olmak üzere ortaya çıkarılan kentler, hemen her dönemde Anadolu’nun başlıca ticareti kentleri olmuşlardır. Bunlar kimi zaman korsanların eline geçmiş, kimi zaman din merkezli olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bölgede zaman zaman yaşanan istilalar ve doğal afetlerle yıkılmış, boşalmış, sonra yeniden parlamış yerleşim yerlerinin izini sürmek mümkündür. Bugünkü il sınırları ile Pamfilyayı[1] tümüyle Kilikya[2], Lidya, Psidya’nın da bazı bölümünde kapsamaktadır.
Alanya

Side

Perge

Demre

Antalya İsmi Nereden Geliyor?
Antalya’yı Κral I. Attalos ile Kraliçe Apollonis’in oğlu, II. Eumenes’in kardeşi, Bergama Kralı II. Attololar (MÖ 160- MÖ 138) kurmuştur. Antalya adının “Attaleia” dan geldiği kabul edilen Antalya’nın bilinen tarihi, İÖ 262-133 yıllarında Batı Anadolu’daki en büyük merkezi güçlerden biri olan Bergama Krallığı döneminde başlar. Bergama Krallığından II. Attalos (İÖ 159-138), ülkesinin doğuya doğru genişlemek amacıyla düzenlediği saldırılarda Pamfilya kıyılarının doğal limanı Antalya’yı üs olarak kullanır ve burayı yeniden onartır. Kente onun adıyla bağlantılı olarak “Atteleia” adı verilir.


1. Attalos (solda) ve II. Attalos (sağdaki heykel Antalya’dadır.)
Antalya Adının Nereden Geldiğine Dair Bazı Söylentiler
Antalya adının söylenceye dayanan bir başka kuruluş öyküsü de şöyledir. Yeni bir şehir kurmak için yer arayan II. Attalos, adamlarına “yeryüzündeki cenneti bulgularını” buyurur. Onlar da uzun aramalardan sonra bugünkü Antalya’nın bulunduğu yerin “yeryüzündeki cennet” olabileceğine karar verirler. Bu nedenle, II. Attalos kenti buraya kurmuş, adını da “Attaleia” koymuştur.
Kimi kayıtlara göre kentin kurucusu Mopsos’tur. İÖ V-lll. yy sikkelerinde “Aspendos” adına rastlanmaktadır. Bu adı Tukudides ile Ksebofones da doğrulamaktadır. Bazıları sıkkelerde “Estvedijys” adı görülmektedir. Aynı sikkeler kentin kurucusu olarak yine Mopsos’u göstermektedir. Mophos, Kilikya (Çukurova) krallarının (Asistawandaslar) atasıdır. Asistawandaslar’ın yazıtlarında ataları Mopsos’un, Klikya’daki birçok kentin kurucusu olduğu belirtilmektedir.

(Bilgi: Mopsos, Yunan mitolojisinde, ünlü iki kahinden biridir. Diğeri Kalchas’tır. Demir Çağı’nın başlangıcında Pamfilya ve Kilikya bölgelerini kurduğu rivayet edilir. Kilikya’da en bilinen şehirlerden kendi adını taşıyanı Misis yer alır. Teiresias’ın torunu, Monto’nun da oğludur. Bu sikkeler Antik dönem bilinen isimleri Mopsus’un evi anlamına gelen Mopsuestia ve Mopsos olan antik kent günümüz Adana/Yüreğir ilçesine bağlı eski adı Misis olan Yakapınar bölgesi sınırları içerisinde Pyramos [Ceyhan Nehri] kıyısında kurulmuş antik kenttir. Antik kentin kurucusu olarak Yunan mitolojisinde ünlü iki kahinden biri olan Truvalı Mopsos olarak bilinsede antik kentin Mopsos bu topraklara ayak basmadan yaklaşık 4000 sene önce var olduğu bilinmektedir.)
Antik Dönemin Önemli Tarihçilerinden Strabon ve Pomgonius Mela Kent Hakkında Neler Söylüyorlar?
Strabon ile Pomgonius Mela, kentin Argoslular’ca kurulduğunu yazarlar. Bu durumda Akalar’dan sonra kenti Dorlar’ın da koloni durumuna getirdiği anlaşılmaktadır.
Perge‘deki yuvarlak kuleli kent kapısı ardındaki avluda yapılan kazıda İS ll. yy başlarını gösteren yazıtlar bulunmuştur. Perge’nin altı kurucusu olduğu anlaşılmaktadır. Bunlar; Mopsos, Kalkhasd, Makhaon, Leontheus, Roksos ve Labos’tur.
Kent, daha sonra Attalia, Adalya gibi adlar aldı. Bir Roma İmparatorluğu haritasında kentin adı “Atalia” olarak geçmektedir. Daha yeni kaynaklarda bu ad Adalia, Sadalia, Adalya biçimlerinde görülmektedir.


Antalya Arkeoloji Müzesi
Antalya’nın 2016 yılı sonu itibarıyla nüfusu 2.323.555’ken, TÜİK’in 2021 ADNKS sonuçlarına göre Türkiye’nin 2021 yılı Türkiye nüfusu 84 milyon 680 bin olarak belirleneirken Antalya nüfusu 2 milyon 691 bine ulaşmıştır. 20.177 km² yüzölçümüne sahip olan olan Antalya, dünyanın en gözde turizm merkezi olan şehirlerinden biridir. 19 İlçesi bulunan Antalya, coğrafi konumunun da etkisiyle tarihler boyunca çok önemli olaylara tanıklık etmiş, insanlık tarihinin gelişiminde önemli bir geçiş yeri olmuştur. Antalya’nın dünya turizmde yarattığı tatil anlayışı, yakıcı güneşi, eşsiz doğal zenginliğinin yanında bu koyların çoğunun insnalık tarihine önemli izler bırakmış tarihi kimlik de taşıyor olması, eşsiz pşajları ve her birinin neredeyse km’lerce uzun olmasının yarattığı konfor, insan yoğunluğunu kaldıracak kapasiteye sahip olması. deniz kumunun eşsiz ve kaliteli olması, her kıyı ilçesinde aynı değerlere sahip olması.Antalya’yı turizm alanında gözde bir yere koyan faktörler arasındadır. Antalya’nın dünyanın gözbebeği, turizmin cenneti olarak anılmasına vesile olmasının yanında belki d een çok dile getşrmemiz gereken konulardan bir tanesi de Antalya’nın Likya Uygarlığı gibi önemli bir uygarlığın tarihinin üstünde kurulmuş olması ve bu antik kentlerin korunmasının, turizm alanında ziyaret yeri olarak dikkat çekerken, aynı zamanda antik tiyatrolarının da sanatsal alanda amacına uygun olarak kullanılmasıdır. Her ne kadar Side, Aspendos gibi antik kentleirn amfitiyatroları özellikle 1980’li yıllarda başlayan ulusal ve uluslararası pek çok senfonik orkestra ya da bireysel olarak sanatçıların konser verdikleri alanlar olsa da bu konuda yeterşnce bu tarihi dokuyla birlikte, bu tür mekanların kullanıldığı konusunda ciddi eleştiriler yapılması gerekmektedir. Bu konu belki de başka bir başlık gerektireceğinden bundan sonraki yazılarımı bu alanda yapmaya özen göstereceğim…
Antalya’da bulunan “Antalya Havalimanı” Akdeniz kıyısındaki başlıca turizm ve tatil merkezlerine tüm dünyadan ulaşımı sağlayarak, insanları dünyanın cennetine kavuşturmaktadır.
TAV Havalimanları Holding tarafından, 2007 yılında 25 yıl süreyle işletmesi devralınan Gazipaşa Havalimanı, ilk tarifeli yolcu uçağını karşıladı.Yapımına 1991 yılında başlanan Gazipaşa Havalimanı, 12 Temmuz 2010’de ilk tarifeli uçağını ağırlamış ve o zamandan bu yana belli saatlerde böygeye yapılan uçuşlar sayesinde Alanya’ya gelmek isteyenler için alternatif bir hava limanı olmuştur.
Silvan GÜNEŞ
Folklor Araştırmacısı ve Biyografi Yazarı
Sözlük / Alıntı:
not: Bu yazı 5 Temmuz 2017’de yayına girmiş, son paragrafta bazı tarihler ve bilgiler güncellenmiştir.
[1] Pamfilya: Pamfilya Bölgesi, kuzeyde Toros dağları ile batıda Rodos arasında karşılıklı rastlayan kısım, bu çok ırklı kavmin yaşadığı yere göre bilinir. Eski Yunanca pamfilya (παμφυλία) çok yolu gelen “pan” ile soya, ırk, cins anlamı taşıyan “phyle” ile bölgeye uygun düşen bir sözcüğün birleşmesinden oluşmuştur. MÖ 484-425 yılları arasında yaşayan ve tarihin babası olarak bilinen Heredot’un, “Heredot Tarihi” adlı eserinde Pamphylia’lıların Troia Savaşından sonra Ege kıyılarında ayrılan karışık bir gurubun buraya yerleştiğinden bahseder.
[2] Kilikya: Tarihte Pamfilya ve Klikya’da yer alan Alanya’nın pek çok medeniyetin izlerini halen taşımaktadır. Adana’nın tarihteki adı Kilikya’dır. Latince “Clicia”, Yunanca “Kilikia” diye tarihe geçen Kilikyalıların kök itibarı ile Fenikeli oldukları söylenir. Zaten Heredot da Kilikya adının Fenike Kralı Agenor’un oğlu Cilix (Kilik) ‘den geldiğini söylemektedir. Coğrafik konumu nedeniyle bölgelere göre dağlık Kilikya ve düzlük Kilikya olmak üzere adlandırılan bu antik Roma eyaleti sınırları, Alanya’dan Anamur Körfezine kadar uzanmaktadır.