Türkçe’nin 8500 yıllık bir tarihi vardır ve Türk Dil Kurumu’nun 2010 verilerine göre 124.000 sözlüğe sahiptir. Bunun içerisinde elbette Arapça, Farsça, ve diğer yabancı dillerden sözcünler de vardır, fakat bu dünya dileri arasında olağan bir durumdur ve bazı kelimeler doğal olarak birbirine geçmiştir. Elbette bu demek değildir ki, Türkçe birçok dilden oluşmuştur! Türkçe dünyada 5. sırada konuşulan dilidir. İnsanlar dillerini korumak için çok büyük mücadeleler verirken dünyada 5. sırada konuşulan bir dili konuşan insanların günde çok sınırlı kelimelerle konuşması anlaşılır bir durum değildir! Bir araştırmaya göre biz Türklerin bir günde kullandığı kelime sayısının 40 ila 70 kelime arasında olduğu ve hayatımızı bu kadar sınırlı kelime sayısıyla idame ettirdiğimiz ortaya çıkmıştır. Bunların içerisinde en çok tüketilen kelimeler ise aşağıdakiler gibidir.
- Hani, 2) Yani, 3) Aynen, 4) Şey, 5) Falan Filan, 6) Atıyorum,
- Bunlara ek olarak bir olayı, durumu, konuyu vb. karşı tarafa aktarmak için konuşurken aynı cümleleri birkaç defa konu içerisinde geçirmek; yapmış/etmiş, geliyom/gidiyom, napıyon/napçan vb. kelimeler sıkça kullanıldığı gibi “r” harfi gün geçtikçe konuşma dilinin içerisinde kullanılmamaya, yok sayılmaya başlamıştır ve bu durum, zaten sınırlı konuşulan ve kelime haznesi oldukça az seviyelerde bulunan bu kimselerin, konuştukları kimseleri de etkileyip, onların da kendileriyle konuşurken aynı kelimeleri seçmesiyle dilimize büyük zarar vermektedirler.
Diksiyon kibar konuşmak değildir. Diksiyon akıcı ve kurallara uygun konuşmaktır. Diksiyon yazı diline karışmaz, okumaya ve konuşmaya dayanır ve ona müdahale eder. Her gün yeni bir kelime öğrenmek ve kelime haznemizi en azından 150’ye çıkartmamız gerekir. Bunun için okumak, yeni öğrendiğimiz kelimeyi not almak ve bu kelimeleri cümle içinde kullanarak kalıcı hale getirmek gerekir.
Her ses güzel midir? Elbette değildir. Mikrofonik ses güzel diye sesi sınırlamaya da gerek yoktur. Heybetli konuşmak, hatta hep nüktedan olmak bir yere kadar etkili bir konuşma sağlayabilir, fakat mikrofonik konuşan bir insanın sesi bir yere kadar kendini bir başkasına dinletebilse de bu durum en çok üç, beş dakika sürdükten sonra kendini sürdürecektir. Güzel ses okuyan, eğitim ve kültürlü insanın sesidir. Bir insan etkili konuşma ve diksiyon eğitimi alarak sesini kültürüyle harmanladığında, işte onunla konuşmak karşısındaki kişiyi doyurur ve iletişim ancak böyle bir aşamadan sonra başlayabilir. Onun dışında normal konuşma diliyle konuşan insanların iletişim halinde olduklarını söylemek mümkün değildir, çünkü güncel konuşma diliyle konuşmak konuşmak değildir. Bu noktada güncel hayatınızda karşılaştığınız, sürekli birlikte olduğunuz ve günlük işlerinizle ilgili yapmış olduğunuz konuşmalarla iletişim halinde bir insan olduğunuzu söyleyebilmek mümkün değildir. Konuşmak 40 ila 70 kelime ile günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar konuşan insanların yapabildiği bir şey değildir.
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı
