


“Bir Anadolu Efsanesi – Şefik Çerçioğlu” adlı eserimde uzun bir araştırma ve emekle hazırladığım bazı tarihi anlamamıza yardımcı olacak metinler var. Bu metinleri iyi okumanızı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarını ve ticari hayatımızın durumunu bilmenizi isterim. Yanı sıra şuna da değinmeden geçemeyeceğim. Eseri kaleme alırken hayatını yazdıran kişinin yakınları tarafından yapılan müdehaleler bir eseri yazmada zamanınızı oldukça kaydadeğer bir şekilde alabiliyor. Eseri yayınevine gönderdikten sonra başına gelenler ise bunun üstüne tuz biber ekiyor… Sözde redakte hizmeti veren yayınevinin görevlendirdiği kişi tarafından haberim olmadan kaldırırılan ve benim bundan çok sonra haberim olduğu kısımlar da yok değil…. İşte onlardan bir tanesi de Milli Mücadele’yi anlattığım sayfada, “Malgaç Baskını ve Yörük Ali Efe” başlıklı yazımda şu paragrafta koyu içinde kalan yerler ve dip not kaldırılmış;
“Kurtuluş Savaşına dönüşen bu direniş adil olmayan savaş kuralları ve savaş etiğine aykırı her alanda orantısız gücün, hakaretlerin, tecavüzlerin, acıların, dramların yaşandığı, vahşet dolu yaşamların kitaplara ve belgelere sığmayacak düzeylere vardığı etnik yok edişe başkaldırıdır. Yani Türk Milletinin adını dünyadan silmek isteyenlere karşı verilen zaferin adıdır. Türlü işkencelerden geçirilerek öldürülen ya da camilere doldurulup yakılarak yok edilmeye çalışılan masum ve savunmasız kadınlar, kızlar, çocuklar, Yunan karakoluna gidip de dönmeyen erkekler bir soykırım denemesinden geçmişlerdir.
Türk Milleti olarak en belirgin özelliğimiz; çabuk unutmak ve kolay affetmektir. 80 yıldır Ermeniler, Türklere karşı sürdürdükleri ihanetlerin bedeli olarak tecrit edilmeyi hazmedemediklerinden, bugün gerçeği saptırarak yeri göğü inletirken bizler bir kez olsun Yunanlılara ve İtilaf Devletlerine bu soykırımın hesabını sormadık. Ege’de binlerce erkek, kadın, yaşlı ve çocuk katledildi. Bence unutulmaması gereken bir konu varsa o da Türk Milletinin uğradığı soykırımlar ve onların bedelleridir…
ve yayınevinin sildiği şu dip not;
“Sözlü Tarih: Halil ÇERÇİOĞLU’nun kuzeni Celalettin ERDOĞMUŞ’un Eşi Gülten Hanım’ın annesi beş kardeşi ile birlikte camiye doldurulup ateşe verilen çocuklardan bir tanesidir. Bütün bedeni alevler içinde olduğu halde kendini dışarı atan 13 yaşında bu kız çocuğu bir mucize eseri hayatta kalabilmiştir.”
Bu yapılan saygısızlığa içim o kadar yanıyor ki, bir de size alelacele yapılan redakteyi teyit dahi edemeden sizden basımı onaylamanız için gönderdikleri yazıyı onaylamanız bu insanlardan hesap soramazı güçleştiriyor. Oysa bir kelimeyi yerine doğru yerleştirmek için günlerce araştırma yaptığımız bilirim, fakat kim anlayabilir sizi? ve sonuç bana kocaman bir “geçmiş olsun”…
Biyografi yazarı olmaktaki zorluklar çoktur ve bu alandaki yazrlık kesinlikle roman yazmaya benzemez… Bir eseri kaleme alırken, karşı tarafın değer yargısı, eğitimi, bakış açısı ve daha nice özellikler sizi yolunuzdan saptırıp kaleminize müdehaleye kadar uzanabilir. Bu konuyu belki daha sonra yeniden ele alacağım, fakat aşağıdaki konu çok önemlidir.
Fig Paggers’e Karşı Aydın İncir Himaye-i Zürra
“ … /…Mithat Paşa’dan Cumhuriyetin ilânına kadar olan dönem içinde; önce 1911 yılında İzmir’de yabancı 45 incir ihracatçısı tarafından “Fig Packers” (İncir Ambalajcıları) adında bir tröst (7 *) kurulmuştur.” (8) Fig Paggers karşısında, incir fiyatı hakkında kimsenin söz söylemeye hakkı yoktu. Fiyatlar üretici aleyhine saptanıyordu. Uygun görülen fiyat çarşıya bildirilir, üreticiyi istismar etmek için ihracatçının öncülüğünü yapan Yemiş Çarşısı da kendisine bildirilen fiyat üzerinden alımda bulunurdu. Komisyondan oluşan bir ortaklık daha kuruldu. Simonyan, Bohar, Barki, Bohar Alazaraki, Samuel Hazan, Balcızade Mehmet ve Balcızade Hamit’den oluşan bu ortaklık, İncir Anonim Şirket altında çalışmalarına başladı. (9) Buna karşın Aydın yöresindeki incir üreticileri de “Aydın İncir Himayei Zürra Anonim Ortaklığı” adlı bir şirket kurmuşlardı. Yönetimi Hacı Mehmet Efendi’ye verilen şirket, sermaye yetersizliği nedeniyle daha güçlü olan Fig Packers karşısında fazla varlık gösteremedi. Fig Packers’e karşı üreticileri malî yönden güçlendirmek için ikinci girişim 1913 yılında “Millî Aydın Bankası” (daha sonra TARİŞBANK) adı altında bir kredi bankası kuruldu. 21 Şubat 1914 tarihli geçici bir yasa ile Ziraat Bankasının da Milli Aydın Bankasına katılması öngörüldü. Bu banka, incir üreticilerini desteklemek amacıyla 1914 yılında “Kooperatif Aydın İncir Üreticileri Ortaklığı” adında ilk tarım satış kooperatifini kurdu. Ancak bu kooperatif, Birinci Dünya Savaşı sonunda etkinliklerine son verdi, 1923’te yeniden başladı…” (10) … /…”(alıntı: Bir Anadolu Efsanesi Şefik Çerçioğlu, s 19, 20)
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı
Kaynakça: 7 KURTULUŞ, Ahmet, [http://.kentmaras.com/makale/besinci.php, 17.07.2008, 17:59.]
* Tröst: Bir sanayi dalının, bir ortaklar grubunun eline geçmesiyle gerçekleşen tekelciliğin en gelişmiş biçimlerinden biridir.
8 Yurt Ansiklopedisi, İl İl Türkiye; Dünü, Bugünü, Yarını, “Aydın, (Aydın İncir Müstahsilleri Kooperatifi), ÖKÇÜN, 1968;
Dinçer”, Anadolu Yayıncılık A.Ş., 1982, İstanbul, s. 1067
9 Yurt Ansiklopedisi, İl İl Türkiye; Dünü, Bugünü, Yarını, “Aydın, (Aydın İncir Müstahsilleri Kooperatifi), ÖKÇÜN, 1968;
Dinçer”, Anadolu Yayıncılık A.Ş., 1982, İstanbul, s. 1067
10 A.g.e.