“Savaşma Seviş” Kapıları

Yıllar öncesinden bir kapı firmasının cam pakı üzerine yapacağı üretimlere tasarımlar yapmış ve hatta bunların tanıtımı için büyük emekler vermiştim. Kapının tanırımı için kaleme aldığım metni, 19 Temmuz 2007’de ilgili kişiye postalamışım ve bunları e-posta kurumda bugünlere kadar saklamışım. Yani 25 yıldır hazine sandığımda beklemişler. Geçenlerde google’dan “… falan tarihine kadar tüm eski postalarınız silinecek” diye bir mesaj alınca, eski paylaşımlarımı zaman buldukça açıp okuyor, arşivlemem gerekenleri kaydediyorum. İşte onlardan biri de bu kapı tasarımları için ürettiğim tasarımlarım ve tanırım metinlerim. Açıkçası çok yaratıcıymışım ve bu artık işe yaramayan metinler belki bir gün bir yerde bu işlerle ilgilenen genç tasarımcılara bir fikir verir.

“Herkesin girdiği bir kapı vardır. Bir kapıyı açan kilit kadar önemlidir içinden geçtiğimiz kapılar. Attığınız ilk andan itibaren anılarınız yazılır ve hülyalarınız sizleri hayatınızın saliselerinde gezdirirken, derinliklerinizde yaşadığınız masallara doğru sürüklenirsiniz. Kimbilir hangi huşu içinde kiminle şimdi, nerelerdesiniz?
 
Kapılar önemlidir insan ömründe. Hayatı pıtraklı bir yola benzeten ebeveynlerimizin sonunda bizleri altın anahtara ulaştırmak için yordukları o uzun yılların yorucu maratonunda kilidin içine gömülmüş ve ardında seni bekleyen sürprizlerle ömrün boyunca karşında durur. O kapı atasözlerinde de yer bulur ve bu sefer sen söylersin “altın anahtar her kapıyı açar” diye.
 
Kimbilir çoğunuz hangi kapılardan geçmiş, hangi kapıları beklemişsinizdir. Yada girmek isteyip de bir türlü beceremediğiniz kapılar vardır. Ne ağırdır işte o kapılar. Anne ve babanın dikenli dediği hayat yolunda belki bin kez daha yürümek istersiniz. Orada beklemekse şarttır kimileri için. Hiç beklemediğin bir kapı var mıdır? bir düşünsene… 
 
 İçeri girenlere gıptayla bakar, halinize bir o kadar gülersiniz. Saatlerce beklediği kapıya gözünü dikmiş umutlarla sönük gözlerinde kaybolan insanlar tanırım. Onları hatırlarken şimdi içinden geçmeyi hayal ettiği o hiç bir manası olmayan dümdüz kapılar aklıma gelir. Ve o manasızlıkta kaybolanlara umut için ve bir mana kalsın diye gerçeğe yeni kapılar yarattık sizlere…
 
 
Bir yolculuktu ya insanların hayatı; ve her ilerlemede kimisi bir limanda, kimisi bir durakta bekler dururdu ve nihayet her yorgun beden bir eşikte dururdu. En çok ayaklarımızı özlemle ve hasretle götüren bir kapı vardır insan ömründe. Sıcacık yuvanızın kapısıdır bu. Ve hiç bir kapıya benzemez. sevdiğiniz bir kapıdır. çaldığınızda bir açan vardır. Sıcak bir gülücük ve cıvıl cıvıl çocuklar karşılar sizleri ancak ardına kadar açıldığında.
 
İnsan hayatında bir şeyleri değiştirmeli, bunu yaparken sevdiklerini ve geleceğini de sağlam temeller üstüne kurmalı. İşte bizlerde … ailesi olarak buradan yola çıkarak sizlere sağlam, güvenilir ve ömrünüzün sonuna kadar sizleri ve sevdiklerinizi mutlu kılacak özel kapılar ürettik. hayallerinizi ve tasarımlarını kendinizin de yapabileceğiniz çelik ve camın birleşmesi ile oluşmuş dünya markaları içinde yerini almış “Çelik Cam” kapılardan bahsediyorum. Nasıl çok şaşırdınız değil mi?
 
Haydi gözlerinizi kapatın ve kendinize bir kapı hayal edin şimdi. Ben kendi adıma bir kapı yarattım bile. Karanlığın içinden aydınlığa giden ve geleceğe güzel bir mesaj veren bir kapı oldu benimkisi. Adına “savaşma Seviş” dedim. kapımı her çalacak olanın içini ısıtacak bir kapı oldu benimkisi. her ne kadar arzularına her istediğinde ulaşamıyorsa bile insan bir kaleyi fethetmek için bile bir kapı gerekli. Ben kapımı seçtim ve şeklini şemalını de çizdim işte.
 
İşte bu yüzden bu kapıların yaratıcısına ve buna emek verenlere de teşekkür ettim.
Beni hayatımın bu noktasında böylesine anlamlı, güzel ve özel bir kapıdan geçirdiği için;
hayalini kurduğum tasarımlarımı bu kapılarda yaşatmaya zemin bulduğum için; ve geçmişinde bu kapıyı düşleyerek yetişecek yeni nesillere güvenilir bir gelecek iyi bir gelenek olacağı için. Toplumsal gelişmenin içinde kapının önemini bizlere kalite güvenlik ve yaşama farklı bir enstantane kattığı için…

Bu Filmin Sonu Nasıl Bitti?

Tüm bir yaz tatilimi hiç bir bedel istemeden vakfettiğim firma, bunca iyi niyet ve kendilerine azimle çalışmalarımın ardından bana şöyle bir e-posta attı ki, tüm geçen zamanda yaşadığım heyecan kadar güçlü bir noktayı böyle koymak bana çok ağır geldi. 19 Eylül 2007’de şöyle bir yazı ile tüm emeğimden maddi manevi feragat etmem istenmişti; “MERHABA SİLVAN HANIM;  EKLİ DOSYADA TASARIM BEYANI İLE İLGİLİ YAZIYI BİLGİLERİNİZE SUNARIZ, YAZININ BİR ÇIKTISINI ADRESİ DE YAZIP İMZALADIKTAN SONRA 0 232 421 42 00 NOLU FAKSA YOLLAMANIZI RİCA EDERİZ. SELAMLAR….

ve işte ektaki dilekçe;

“TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ BAŞKANLIĞINA

…….. …….. KAPI LTD ŞTİ FİRMASINA YAPMIŞ OLDUĞUM KAPILARDA
KULLANILAN ENDÜSTRİYEL TASARIM DİZAYNLARI İLE İLGİLİ FİRMA TÜRK
PATENT ENSTİTÜSÜNE TESCİL İÇİN … ÇELİK KAPI LTD ŞTİ BAŞVURUDA
BULUNABİLİR BENİM TASARIM DİZAYNLARI İLE İLGİLİ FİRMADAN HERHANGİ
BİR TALEBİM YOKTUR, BU ÇALIŞMALARI ÜCRETSİZ YAPTIM. MADDİ MANEVİ
BİR TALEBİM YOKTUR.

SİLVAN GÜNEŞ

Böylesine hesapçı, emeği yok sayan, bir e-posta almak beni sadece kırmadı; insana, hayata, -sözde dostluğa- ve iş dünyasına, iş adamına olan bakış açımı değiştirdi. Bunun üzerine patent için başvurulan kurum Endüstriyel Tasarımı yapmış kişinin adının gerekli olduğu konusunda kendisi uyarması ve tasarımcının adı olmadan böyle bir başvurunun yapılamayacağını söylemesi üzerine benim adımı vermiş ve bu yüzden de tasarımcının onayı şart olmuş. Yoksa benim haberim olmadan yaptığım tasarımları kendi adına belgeleyecekti.

Bu olay benim hayatımın üniversiteden sonra tayinimin çıktığı Amasya ilinde hayatın gerçeklerinden tecrübe ettirilip yediğim tokatın üstüne yediğim dayaktır. Fakat bunlara nasıl tekme atılır, işte zaman içerisinde kendi kendinize ister istemez bir savaş pozisyonu alıp iyi bir savaşçı olmaya çalışıyorsunuz ve hayatı çok daha iyi anlamak, hazırlanmak için bu dayaklardan çok gerekiyor!

Silvan Güneş

Bir Zamanlar Kapı Tasarımcılığına Soyunmuşken

19 Temmuz 2007

Yorum bırakın