HAYATINI YAZDIRMA KARARI BİR OLGUNLUK VE YETKİNLİK MESELESİDİR

“Biyografi yazarıyım. Bu işi profesyonel olarak yapıyorum ve bilimsel biyografi alanında kitaplar yazıyorum. Kaleme aldığım eserlerin hepsi 100 yıllık bir tarihi süreç içerisinde bir hayatın geçmişten günümüze ulaştığı etaplar ve geldiği son noktadır. O nedenle okurun daha önce karşılaşmadığı pek çok unsurla bir anlamda öğrenirken yüzleşmesi ve hayatını okuduğu kişi ile kendi yollarını kesiştirmek gibi nihai bir sonuca varması çok normaldir. Çünkü bu eserler bir başkasının hayatı üzerinden kendine ayna tutmak olarak da okunmalıdır. Bir insanın hayatını gerçekten yazdırmak istemesi önemli bir karardır. Bu kararı vermek tek başına çoğu zaman mümkün olmadığı gibi, karar verse dahi özellikle birinci derece yakınlarının o kişiyi yüreklendirmesi ve bu samimi teklifi yapması, hayatını yazdıracak kişiler için ayrıca bir jest ve okunması zaman bırakılmış bir mektup gibi gözlediği bir durumdur. Bu durumda -eğer bu yazıyı okuyorsanız- hayatının yazılmasını ve böyle bir hayatın okunduğunda maddi-manevi anlamda bir değeri kayıt altına alınıp, topluma ders verici bir başucu kitabının çıkacağına inandığınız kimselerin peşine düşüp, onları ikna ediniz. İşte sizin de en önemli göreviniz hayatının yazdırılması konusunda şahit olduğunuz değerli insanlara götüreceğiniz tekliftir.”

Sanırım iyi yıl önce yazmışım kendimle ilgili bu tanıtım yazısını, hâlâ da bekliyorum yeni bir hayatı kaleme almayı. Peki bu zaman sürecinde teklifler olmadı mı? Elbette oldu, fakat hayatlarını yazdırma konusunda samimi değillerdi. Hayatını yazdırma konusu kaleme alacağımız ana konuda bir olgunluk ve yetkinlik mertebesidir. Herkes kendini o mertebede göremeyebiliyor ya da biraz da şimdiye kadar kalem alınmış eserlere bakıp kendilerini değerlendirdiklerinde “ben kendimi nasıl anlatacağım” derdine düşebiliyor. Eğer hayatınızı yazdırmak ve kendinizi ikna etme konusunda destek almak istiyorsanız ben buradayım! Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmadan önce, kendinizi düşününüz ve yarattığınız değeri terazinizde tartmayı deneyiniz. Ben bireylerin bu kaygısını biraz anlasam da onlarda eksik olan ana konunun “cesaret” olduğunu düşünüyorum.

Silvan Güneş

Biyografi Yazarı

Yorum bırakın