Bir Gecede Cahil Kaldık!

Enver Paşa pederine yazdığı mektuplardaki saygı sözcükleri şöyledir; “Sevgili beybabacığım!, Aziz beybabacığım!, Huzur-ı mün’imanelerine: Bais-i hayat-ı necatım sevgili beybabacığım!, Huzur-ı alf-i veliyyü’n-niamiye: Sevgili beybabacığım!” Kendisinden ise kulunuz diye bahseder.
Bunları okuyunca “Nurlar içinde uyu Mustafa Kemal Atatürk!” dedim. Bizleri hem birilerine kul olmaktan kurtardı hem de insan ana dilini bu kadar karmaşık hale getirip, ana diliyle anlaşmayı böylesine ağdalı, zor, hatta işlence haline getirir mi? Ne yazık ki Osmanlı’da bu dille konuşanların halkla konuşması, halkın da bu Osmanlı aristokratına mecrasını anlatması mümkün değildi. Düşünsenize hepiniz Türkçe konuşuyorsunuz, fakat anlaşamıyorsunuz, bu öyle şive mive meselesi de değil. Şimdi size bir Osmanlı’da şairlerin Nef’i’nin yazdığı sadece iki beyitlik bir şiir yazayım, bakalım anlayabilecek misiniz? Hepsini yazmayım, yoksa hakikaten bir kaç beyitten sonra bırakın anlamayı, okumakta dahi zorlanacaksınız;

Enver Paşa

Erdi yine ürd-i behişt oldu heva amber-sirişt
Âlem behişt-ender-behiş her kûşe bir Bağ-ı Irem

Düşünsenize şairiniz şiir yazıyor, anlayamıyorsunuz… Sözde kendi dilini konuşuyorsunuz, fakat o kadar anlaşamıyorsunuz ki bir de tercümana ihtiyaç duyuyorsunuz. Böylesi bir anlaşmazlığı sizler başka bir milletin dilinde rastladınız mı? Bu şiiri okudunuz ve bir şey anlamadınız, açıklaması ise şöyle (Yine nisan ayı geldi, hava amber tabiatlı (amber kokulu) oldu. Âlem, cennet içinde cennet, her köşe bir irem Bağı (gibidir). Fakat en hazini nedir biliyor musunuz? Bu millet bundan tam 1300 yıl önce Göktürk Türkçesini anladı, fakat Osmanlı kendine nasıl bir dil uydurulduysa bunları anlamadı, işte size bir örnek;

Aslı (Türk Bilig’den Alındı) (Tercümeye gerek var mı?)
Boz bulut yorudı Boz bulut yürüdü
Boyun üze yagdı Boyların üzerine yağdı
Kara bulut yorudı Kara bulut yürüdü
Kamıg üze yagdı Her şeyin üzerine yağdı

100 Yıllık Osmanlı Türkçesi;
“Amed-i medid ve ahd-iba’iddir ki daniş-gâh-istifadede nihade-i zanu-yı talep etmekte arzu-yı kesb-i edeb kılıp.” bunun Türkçe tercümanını “harf devrimi ile bir gecede cahil kaldık”, “dedelerimizin mezar taşlarını okuyamıyoruz”dil devrimi ile dilimiz bir gecede bitirldi”, “hocalarımızı, hafızlarımızı ilkokul çağına indirdiler diyenler yapacaklar.

Yorum bırakın