Başarılı insanlar yalnız insanlardır. Neden mi? Çünkü onlar seçtikleri alanda en başarılı olmak için değil, en iyisini yapmak için mücadele verirler. İşte o disiplinli çalışma, zorlukların karşısında yılmadan, inatla hepsini aşma cesaret ve azmiyle ortaya çıkan emek, onları başarılı kılar. Ve ne yazık ki o başarıyı hazmedemeyenlerden çevresinde bir ordu yaratır…

Başarılı insanlara bakınız, sizin o sıradan sohbet ettiğiniz insanlara hiç benzemezler. İnanılmaz duyarlı ve hassastır onlar. İnatçı, tuttuğunu kopartan, araştırmacı ve çok enteresan seçici yönleri olağanüstü gelişmiştir. Onlar başarılı bir ürün yapıp ortaya koyduklarında aslında alkışlanmak, alkışlanmamak hiç umurlarında dahi olmaz, fakat alkışı gerçekten hak ettikleri yerde büyük bir çoğunluğun kendisini gözlerinin yandan, bitim noktasından, kirpiklerine dokundurmadan, perdeleyerek, görmezden gelmeye çalışarak attıkları yüz kızartıcı bakışları, haset bakışları görsel bir şova dönüştüğünde, işte o saatten itibaren aynı duygularla bir araya gelmiş dedikoducu tayfanın o bir kişiye karşı tek vücut olurcasına karşısına dikilmeye çalışması, fakat hepsi bir araya da gelse bir kişi olamamaları bu manzaranın en hazin durumudur. Ben başarılı insanı başarısından dolayı hazmedemeyenler derneği kuran bu tabakanın ne yapsalar ne etseler başarısına gölge düşüremeyeceklerini anladıkları bu tür insanı bu sefer mobbing uygulayıp, “Başarılı olmuş da ne olmuş, bak etrafında kimse yok, kimse onunla arkadaş olmuyor…” türünden sözlerle bu sefer kendilerini tatmin yoluna gittiklerini, fakat bu tabakanın ne yaparlarsa yapsın, böyle zavallı yollara da başvursalar başarıya ulaştıklarını hiç görmedim.

Bizim toplumumuzda bu bahsettiğim sahneyi her yerde görebilmeniz mümkündür. Bu nedenle başarılı insan sevilmez, çünkü çalışmayan adamın onun yüzünden çalışmadığı ortaya çıkar. Tembellerin bu durumda baş vurduğu en korkunç senaryolarından biri de o kişi hakkında sorun çıkmasına vesile olacak sözlerinin geçtiği bir kaç kişiyle kumpas kurup, onun o çevreden de işinden de etmektir. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar bu zavallı tabaka emellerine hiçbir zaman ulaşamazlar. Çünkü bunu becerebilseler dahi kafaları her şeye basmadığından ve aptal olduklarından öyle basit hatalar yaparlar ki kazdıkları kuyuya kendileri düşmekle kalmaz, foyaları meydana çıktığında da her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırırlar.

Açık söylemek gerekirse ben bunları yazmaktan bıktım. Ülkemizde bir yerde iyi bir örnek varsa, orada varlık gösteren her bir insan da kötü bir örnek. Düşününüz ki, dikenli bir çalının içine düşmüşsünüz, her taraf diken ama siz gül açıyorsunuz…

Silvan Güneş

Biyografi Yazarı