O Sanatçı, Sanat Yönetmeni Bir Kompetan Remzi Buharalı

Sanat, bir duygunun, tasarımın, güzelliğin vb. dışavurumunda, anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ve bu yöntemlerle ortaya konulan üstün yaratıcılıktır. Peki tek başına bir sanatçının üstün yaratıcılığını ortaya koyması yeterli mi? Kesinlikle hayır!.. Sanatçının ortaya koyduğu o sanatı halkın hizmetine doğru zamanda doğru insanlarla koyabilmesi için başka bir sanatçılığa daha ihtiyaç var. İyi bir sanat yönetmenliğine ve organizasyon kabiliyetine… İşte ülkemizde en çok aradığımız ve bunun ihtiyacını gün geçtikçe çok daha derinden duyduğumuz, üzerinde çok düşünmemiz gereken ve bir o kadar da acil çözümler bekleyen bir konudur bu… Özellikle üst sanatlar üretim noktasından tüketim noktasına geçerken, sanatı halkla buluşturacak olan kimsenin hem sanatçıların hem de toplumun ihtiyaçlarını karşılayıp, aynı zamanda zamanı, mekânı, oluşabilecek maddi-manevi sorunlara karşı çözümlerle buluşturabilecek nitelikte, lider ruhlu yöneticilere azami ihtiyacı olduğu gibi, -daha önemlisi de- bu kişinin; aynı zamanda sanat kökenli bir disiplinden gelmiş, o mutfakta çalışmış, alın teri dökmüş, sanatçının dilinden anlayacak ve işini dört dörtlük yaptığını alınan memnuniyetle herkese kanıtlayacak başarılara imza atmış, donanımlı bir kimse olması gerekmektedir… Ülkemizde özellikle son zamanlarda yaşanan sanat, sanatçı tartışmaları daha çok görsel ve yazılı medyada büyük bir hızla sürerken, birtakım sanatçılarımızın yukarıda bahsetmiş olduğum “sanat yönetmeni ve organizatör” gibi sanatçıyı belli bir platforma taşıyacak olan bu alandaki ihtiyaçlarıyla birlikte, bu konunun önemine dikkat çekmesi, ve bu konunun da diğer konular gibi hep tartışılır kalıp, “bir çözüm üretilemeden kapanacağı” hissine kapılmama neden olduğundan, meseleye bir de ben el atayım dedim. Soru gerçekten ülkemizin sanat haritasını ortaya çıkartmaya kalktığınızda çok kiritik bir noktaya ulaşıyor. Soru şu; “Neden bizde çok iyi organizasyonlar yapabilen sanat yönetmenleri yetişmiyor?” Aslında tam da bu konuda bizlerin tam da aradığımız kriterlere uyan ve tüm arzu ettiğimiz tüm özelliklere örnek gösterebileceğimiz bir isim vardı. İşte o özel isim, hepinizin de bildiği gibi “Remzi Buharalı”ydı. Sayın Buharalı’yı tanıyanlar zaten yaptıklarını ayakta alkışlıyorlar, tanımayanlar ise Sayın Buharalı’nın şimdiye kadar yaptıklarıyla memleketimiz için ne denli önemli çalışmalar yapmış olduğuna tanık oldukça, o denli örnek alınması gereken bir isim olduğunu ve yukarıdaki adresin sahibi olduğunu kendilerine söyleyeceklerdir…

Remzi Buharalı Kimdir?

buha

Remzi Buharalı, 1963’de Kırklareli’de dünyaya geldi. Babası, Oğuz Buharalı, Sıhhiye astsubayı olması nedeniyle, yapılan tayinlerle Anadolu’nun pek çok yerinde görev yaptıkça, bu yorucu ve fakat bir o kadar yeni insanlar tanımanın verdiği heyecanlarla geçen o dopdolu yaşantı, Remzi Buharalı’nın hayatına kimbilir ne değerler katacaktı!..

İlköğretimini şehzadeler şehri Amasya’da Yavuz Selim İlköğretim Okulu’nda 3. sınıfa kadar okuyan Buharalı  4. ve 5. sınıfları Samsun Mustafa Kemal İlköğretim Okulu’nda okudu. Lise öğrenimini 1980 yılında Samsun 19 Mayıs Lisesi’nden bitirdi. 1981 yılında Ankara Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Trombon Bölümü’nü kazandı. 1987 yılında Trombon Bölümü Lisans devresinden bir yıl sınıf atlayarak mezun oldu. Aynı yıl Ankara’da, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Orkestrasına Trombon Sanatçısı olarak sınavla atandı. Remzi Buharalı’nın Sanat Yönetmenliği’ne ve organizasyonlarına önem veren yönetici bir sanatçı olarak memleketimiz için yapmış olduğu ayakta alkışlanan başarılı ve örnek alınması gereken çalışmaları ise işte hayatının bundan sonraki evresinde, şu şekilde gelişti;

* 1994 yılında sınavla Opera Orkestrası Trombon Grup Şefi oldu ve bunu 2012 yılına kadar sürdürdü.

* 1996-1998 Ankara Devlet Orkestra ve Bale Orkestrası Müdürlüğü yaptı.

* 1998-2000 yılında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcılığı yaptı.

* 2000-2005 yılı Temmuz ayına kadar (Ankara-İstanbul-İzmir-Mersin-Antalya) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü yaptı.

* 1998-2005 tarihleri arasında Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali’ni organize etti. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali 2003 yılında İngiltere’nin “Independent Gazetesi” tarafından yapılan bir araştırma sonucunda dünyanın en iyi organize edilen 10 Festivali arasında 5. sırada gösterildi. Festivali, 2003 yılında İngiltere’nin Londra şehrinde yapılan “Avrupa Festivaller Birliği Genel Kurulu” toplantısında üye ülkelerin aldığı oy birliği kararla üye yaptı. Festival Avusturya’nın “Festspigel Magazin” dergisi” tarafından 3 yıl üst üste en iyi 10 Festival arasında gösterildi. İtalya’nın opera alanında tüm Avrupa’ya servis ettiği “L’Opera” dergisi, festivale ait haberlere, her yıl 5 sayfa olarak yer verdi.

* 2001 yılında Side Kültür ve Sanat Festivalini başlattı. Festivali 2010 yılında İtalya’nın Merano kentinde yapılan “Avrupa Festivaller Birliği” Genel Kurulunda birliğe üye yaptı.

* 2002 yılında Mersin Uluslararası Müzik Festivalini başlattı ve festivali 2004 yılında Belçika’nın Brüksel Kentinde yapılan “Avrupa Festivaller Birliği” Genel Kurulunda birliğe üye yaptı. Avrupa Festivaller Birliğine üç festivali birden üye yapan sanat yönetmeni olarak kayıtlara geçti.

* 2004 yılında “Bodrum Uluslararası Bale Festivali”ni başlattı.

* 2005 yılında Türkiye ve İtalya arasındaki kültürel ilişkilerin gelişmesindeki katkıları nedeniyle, İtalya Cumhurbaşkanı tarafından “Liyakat Şövalye Nişanı” ile ödüllendirildi.

* 2002 – 2012 yılları arasında “Opera ve Bale Vakfı Başkanlığı”nı yaptı.

* 2009 – 2011 yıllarında, TRT televizyonlarında 10 bölümden oluşan “Bir Aspendos Klasiği” belgeseli ile her hafta “Sanataktif” programını hazırlayıp sundu.

* 2012 yılında Devlet Opera ve Balesinden Emekli oldu.

* 2014 – 2019 yılları arasında “Emek Sanat ve Kültür Vakfı Genel Müdürü” olarak görev yaptı.

* 2019 – 2021 yılları arasında Macaristan Gül Baba Vakfı‘nın İstanbul’daki temsilciliginde, Polat Holdig tarafından yapılan binasında Kültür Müdürlüğünü yapan Remzi Buharalı, bugün bu tecrübelerini AKM’nin sanat yönetmenliğini üstlendiği bir sorumlulukla mutlaka layık olduğu yükselişi yeniden yakayarak ülkemizdeki sanatçılarımızın yüzünü yine kuşkusuz güldürecek, nice başarılara imzasını atacaktır. Kendisine buradan yine başarılar diliyor, ülkemiz ve sanat camiasına ‘gözümüz aydın’ diyorum.

Remzi Buharalı, 25 yaşında bir kız çocuğu babasıdır.

buh

O Sanatın Gerçek Bir Kompetanı

Yaptığı her işi birbiriyle yarışacak ölçüde ve nitelikte yapan, ortaya sanat adına bir şey konulacaksa onu hem sanatçı hem toplumun ihtiyaçlarını gözeterek yapmasını çok iyi bilen Remzi Buharalı, ülkemizde nitelikli, gurur verici, gıpta edici işlere hayat vermiş, geliştirdiği güzel fikirler, ortaya koyduğu nitelikli bağlantılar ve gerçekleştirilen sanatsal, kültürel faaliyetlerle bu işin mimarı olduğunu kendisini tanıyan, takip eden herkese defalarca kanıtlamıştır. Sanat ve sanatçı için memleketimizdeki tarihi mekânları ve o mekanların içinde barındırdığı tarih için, o tarihi mekânlara yakın yerlerde yaşayan yerel halk için, turizm için ve memleketimiz için öyle komplike çalışmalar yapmıştır ki, kendisi çok değerli işlerin altına imza atmış bir kompetan ve Türkiye’de bu konuların duayeni olarak örnek alınması gereken bir marka isim olmuştur. İşte bu noktada, bir sanatçının hem sanatçı olarak hem de uluslararası standartlarda organizasyonlar yapan bir sanat yönetmenliğinin bütünleşmesinde ortaya çıkan tüm bu nitelikli/kaliteli birikimin sahibi olan duayenin, teknik ve sosyolojik olarak kaynak teşkil etmesi adına tecrübelerinin mutlaka gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir..

buhar

Antik Kentlerimizin Yüzyılımızda Yeniden Bir Sanat Yuvası Olmasında En Büyük Paylardan Biri de Remzi Buharalı’nındır

İşte, Türkiye’deki sanatsal faaliyetlere dikkat çekerek bunları konuşmak, tartışmak ve bazı insanların bazı şeyleri bir çırpıda yok sayması, yetkisini aşması noktasında, gerçekte işleyişin nasıl olması gerektiği konusunu kamuoyuna açıyorum! Nitekim “Side Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali (EFA)” 2001 yılından 2013 yılına kadar yaşayabilmiş, uluslararası evrensel kimliğinden sıyrıldıktan sonra, 2014 yılından beri “Side Dünya Müzikleri Kültür ve Sanat Festivali” adı altında yürütülmektedir. Şahsım adına durumun farkına varınca Sayın Buharalı’ya ulaşıp kendisinden “Side Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali (EFA)” olarak kutlanan festival hakkında bilgi almak istedim. Kendisi bana herkesin bilmesi gereken ve okuduğunuzda bir festivalin başarılı bir sanat yönetmeninin vizöründen göreceğiniz o sürükleyici, kelimelerin dahi heyecandan birbiriyle tutuştuğu samimi anlatımıyla, hem bir festivalin doğumu hem de süreci hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacak örnek bir olay olarak mutlaka aklınızın bir yerinde kalacaktı. Şimdi sizleri, Remzi Buharalı’nın anlattıklarıyla baş başa bırakıyorum:

buhara

Remzi Buharalı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Yaptığı Yıllarda Yaptıklarının Bir Kısmını Bakınız Nasıl Anlatıyor ve Side Antik Kenti Evrensel Sanatın Uluslararası Beşiği Olarak Sanata ve Sanatçıya Kapılarını Nasıl Açıyor?

“Lidyalılar, Persler, Roma Bizans’tan günümüze Side. Bundan tam –yaklaşık- 2.500 yıl öncesinden günümüze yaşayan antik kent Side. Etkilenmemek yerleşmemek mümkün değil. Bir coğrafyanın yaşam kültürü şekil veriyor yöre insanına. Yine de ne kadar şanslıyız ki bu topraklarda mücevher niteliğindeki tarihi dokunun üzerinde yürüyor ve onlara dokunabiliyoruz. Evet, yıl 2000. Antalya’nın sıcak bir Haziran ayında 5. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali için Aspendos Antik Tiyatrosu’nun içerisindeyiz. Tiyatro tıklım tıklım! Adım atacak yer yok ve 350 kadar kişi dışarıda kalıyor. İçeri girmek mümkün değil. Dışarıda kalan yerli yabancı seyircimiz için önlem alıyoruz. Dışarıya kurduğumuz Sinevizyon perdesi üzerinden içerideki temsili dışarıda canlı yayınlıyoruz. Biletleriyle dışarıda kalana seyircimize bir de jest, kırmızı şaraplar ikram… Ve temsil başlamadan önce sahne arkasında temsil telaşında olan ben koşturmaya işin peşini bırakmadan devam ederken bir çalışanımız yanıma gelerek Sayın Kültür Bakanının beni çağırdığını iletiyor. Bakan, dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay. Zorlukla yanına ulaştığımda otur iki yaşında gencecik, Anavatan Partisi’nden Side Belediye Başkanı ile beni tanıştırıyor. Kendisinin de Side’de bir Festival başlatmak istediğini, bakanlık olarak yardımcı olacaklarını ve bu konuda benden de destek olmamı istiyor. Hemen ertesi gün Side’de kendisini ziyaret ediyorum ve “Side Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali”nin ilk meyveleri de o gün atılmış oluyor. 2001 yılında ilk Festivali gerçekleştirdik. İlk beş yıllık süreçte İzmir ve Antalya Devlet Senfoni Orkestralarının Müdürlüklerini yapmış olan Kontrabas sanatçısı Sevgili Numan Pekdemir kardeşimizin bu süreçteki organizatif katkılarını da unutmamak gerekir.

Türkiye’nin Turizm Tanıtımındaki Yüzü Apollon Tapınağı ve Side Antik Tiyatrosu

Beş yıl boyunca süren festivalin ardından yapılan Belediye Başkanlığı seçimlerini kaybeden Kadir Uçar yerine bağımsız aday olarak seçilen Osman Delikkulak yine beş yıl boyunca festivali yaptı. 2009 yılında bu kez AK Parti adayı olarak tekrar seçilen Belediye Başkanı Kadir Uçar’ın daveti üzerine yeniden festivali programladık. İlk yıl için bütçe sıkıntıları nedeniyle kısıtlı bir program yaptı, ama devamındaki dört yıl boyunca festival dünyadaki örnekleriyle yarışır bir boyuta taşındı. Burada en önemli avantajımız tarihi dokusuyla Türkiye’nin Turizm tanıtımındaki yüzü olan Apollon Tapınağı ve Side Antik Tiyatrosu olmuştur. Böylesi doğa harikası bir beldede tarihle iç içe girmiş bir festival yapmak inanılmaz bir doyumdu.

Side Uluslararası Festivali “Avrupa Festivaller Birliği Genel Kurulu’nda Yapılan Değerlendirme Sonucu Avrupa’nın En Seçkin Festivalleri İçerisinde Yer Aldı

Yıldızların altında, dolunay manzarasında, denizin hemen kenarı başında tarihin en orta yerinde… İfade ettiğim gibi; “beş duyu organını harekete geçiren festival” 2010 yılında İtalya’nın Merano kentinde yapılan “Avrupa Festivaller Birliği Genel Kurulu”nda yapılan değerlendirme sonucunda Avrupa’nın seçkin festivallerinin içerisinde bulunduğu birliğe üyeliği kabul edildi. Side Belediye Başkanı ve festival için görevlendirdiği tüm ekip öyle bir canla başla çalıştılar ki, bu başarı bu emeğin karşılığıdır. Bir ekip ruhunun ürünüdür.

buharalı

Turizm, üretimine soyunan bölgelerin amaçlarına ulaşabilmelerindeki yegâne anahtardır ve onu çeşitlendirmeyi başarabilmek gerekmektedir. Çeşitlendirmenin başında Kültür ve Sanat gelmektedir. Almanya’dan her yaz 60.000 kişi İtalya’nın Verona kentinde yapılan opera festivali için İtalya’ya gitmektedir. Benim Aspendos ve Side Festivalleri özelinde birincil amacım bu festivalleri dünya festivalleri arasında dünyanın dört bir yanından programlarının takip edildiği bir festival olmasını sağlamaktı. 12. Aspendos Festivali’ni tamamladığımızda 13. Aspendos Festivali’nin programı ilk kez bir yıl öncesinden açıklanmıştı. Side Festival Orkestrası Türkiye’nin ilk “Festival Orkestrası” olarak tarihe geçti. Eksikleri mutlaka vardır, ama yine de bugüne kadar festivallerimde yer verdiğim sanatçı ve toplulukları da şöyle bir bilgilerine sunayım istedim…

Saygı ve sevgilerimle…

Sanatçı ve Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı’nın Side Antik Kenti’nde Düzenlemiş Olduğu Festivaller’e Katılan Ulusal ve Uluslararası Sanatçıların Bazıları Şöyle;


* Valery Gergiev
, orkestra şefi, Rusya
* Justus Frantz, piyanist ve orkestra şefi, Almanya
* justify;”>Michel Tabashcnick, orkestra şefi, Fransa
* Motsche Atsmon, orkestra şefi, Almanya
* Myron Romanul, orkestra şefi, USA
* Mete Yalçın, orkestra şefi
* Chiristof Penderecki, / Side Festival Orkestrası Şefi, Polonyalı besteci (2012)
* Anvar Akbarov, şef
* Antalya Devlet Senfoni Orkestrası
* Orhan Şallıel, orkestra şefi
* Bolshoi Opera ve Balesi, Moskova, Rusya
* Kirov Balesi, St. Petersburg, Rusya
* Grand Ballet Moskow, Moskova; Rusya
* Mariinsky Opera ve Bale Orchestrası, St. Petersburg, Rusya
* Rus Ordu Korosu – Orkestra ve Dans Topluluğu, Rusya
* Kremlin Oda Orkestrası, Moskova, Rusya
* Philharmonia Wien, Viyana, Avusturya
* Batum Devlet Operası, Batum, Gürcistan
* La Scala Opera ve Balesi, Milano, İtalya
* Roma Opera & Balesi, Roma, İtalya
* Bavyera Balesi, Münih, Almanya
* Deutsch Oper Berlin, Berlin, Almanya
* Philharmonia Nation Smphony, Berlin, Almanya
* Royal Bale London, Londra, İngiltere,
* Zürih Balesi, Zürih, İsviçre
* Varna Operası, Varna, Bulgaristan
* Spanish National Balet, Madrid, İspanya
* Prag Operası, Prag, Çek Cumhuriyeti
* Zagrep National Balet, Zagrep, Hırvatistan
* Sofya Operası, Sofya, Bulgaristan
* Atina National Balet, Atina, Yunanistan
* Minsk Balesi, Minsk, Beyaz Rusya, Belarus
* Bakü Operası, Bakü, Azerbeycan
* Cluj Operası, Cluj, Romanya
* Vilnius Operası, Litvania
* Artemisia Oda Orkestrası, Budapeşte
* Ufa Operası, Ufa, Başkortostan
* Kırgız Balesi, Bişkek, Kırgız Cumhuriyeti,
* Almatı Abay Operası, Kazakistan
* Luzern Festival Strings Oda Orkestrası
* Bejing (Pekin) Senfoni Orkestrası, Çin
* Tan Li Hua, Pekin Orkestra Şefi, Çin
* Li Biao, perküsyon, Çin
* Bilkent Senfoni Orkestrası
* Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası
* Eskişehir Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası
* Cem’ Can Deliorman, şef
* Golden Trombon Orkestrası, Bursa
* Ahmet Kanneci, gitar
* Juan Francisco Ortiz, gitar, İspanya
* Al Di Meola, gitar
* Cenk Erdoğan, gitar
* Miroslav Dvorsky, tenor
* Aldo Di Toro, tenor
* Bülent Bezdüz, tenor
* Simona Saturova, soprano
* Mozart Group, Comedy chamber music
* Souad Massi, vokal
* Arp Anatolia, Arp, sipsi kaval ney
* Laszlo Fenyö, viyolonsel
* Çağ Erçağ, viyolonsel
* Nilgün Kozolcı & Zafer Albayrak, Türk Halk Müziği Vokal
* Yıldız Çam, Türk Hafif Müziği Vokal
* İdil Biret, piyano
* Nicolai Tokarev, piyano
* Olga Shepss, piyano
* Gülsin Onay, piyano
* Fazıl Say, piyano
* Hüseyin Sermet, piyano
* Nikolai Tokarev, piyano
* Grup Tanini, kanun / ney / piyano
* Sholomo Mintz, keman
* Ayla Erduran, keman
* Antonio Pirolli, şef
* İbrahim Yazıcı, şef
* Massimo Mercelli (flüt) & Luis Bacalov (piyano) ikilisi, İtalya-Arjantin
* Viyana Schloss Schönbrunn Saray Orkestrası, Avusturya
* Festival Strings Luzern Orchestra
* Aida Gomez, Flamenco
* Los Vivancos, Flamenco
* Lizbon Ballet
* Burhan Öçal, ritm
* Ayhan Baran, bas
* Mischa Schelomianski, bas
* Pavel Kaspar, bas
* Viyana Flarmoni Solistleri
* Viyana Klasik Orkestrası ve Balesi
* Ayşegül Sarıca, keman
* Charlie Siem, keman
* Cihat Aşkın, keman
* Fabio Biondi, keman
* Janine Jansen, keman
* Ilia Gringolts, keman
* Jozef Landway, keman
* Mario Hossen, keman
* Europa Galante Fabio Biondi, keman
* Şefika Kutluer, flüt
* Serkan Çağrı, klarnet
* İstanbul Büyük Şehit Belediye Kent Orkestrası
* Nazlı Öksüz, Türk Halk Müziği
* Allegria, grup
* Apollon Trio
* ENBE Orkestrası
* Szervanszky Quartet
* Özsoy Quartet
* Fatih Erkoç, vokal
* Tuncay Kayış, vokal
* Bülent Ortaçgil, vokal
* Yıldız İbrahimova, vokal
* Swingle Singers, koro vokal
* Tania Maria, vokal
* Chiristina Branco, Fado vokal
* Buika, vokal
* Elina Garanca, mezzosoprano
* Louise Innes, mezzosoprano
* Michele Crider, soprano
* Angel Joy Blue, soprano
* Sumi Jo, soprano
* Denyce Graves, soprano
* Marina Rebeka, Soprano
* Arkas Trio
* Grup Turquaz, Orkestra
* Lezginka Halk Dansları Topluluğu / Dağıstan
* Devlet Halk Dansları Topluluğu
* Ege Üniversitesi Türk Halk Oyunları Topluluğu
* Artur Dutkievics, piyano
* Europe Galante, Barok Orchestra
* Leipzig Quartet
* Aida Gomez, Flamenko
* Jazzing Flamenko
* Ahn Trio
* Prag Operası Solistleri
* Lizbon Balesi
* Kirov Bale Yıldızları
* İtalyan Virtiözleri, Milano
* Federico Mendelci, saksafon
* Alena Baeva, keman
* Li Biao Percussion Band, Çin
* Ten Of The Best Trompets, Otto Sauter-trompet
* Burçin Büke, piyano
* Kammersymphonie Oda Orkestrası, Berlin,
* Bodrum Oda Orkestrası
* Türksoy Oda Orkestrası
* İstanbul Devlet Balesi
* Marphe String Quartet
* Viyana Senfoni Yaylı Çalgılar Quintet
* Dünya Salon Dans Şampiyonları

Yukarıdaki listede pek çok eksik var, fakat en büyük eksiklik bu listenin de ötesinde, Türkiye’de uluslararası standartlarda gerçekleştireceğimiz festivaller ve bundan beslenecek olan halktır. Nitekim bölgede sanatsal olarak atılan bu önemli adımlar çok değerli bir kültürün oluşmasına ve çok sesli müziğe ilgi duyan halkın bu ihtiyaçlarına cevap vermek için, yerel yönetimlerin dahi büyük bir arzu ve heyecanla halka yönelik başlattıkları kurslar adı altındaki döngüsüdür!.. İşte bu festivallerin hayat bulduğu bölgede 2013 yılında Kepez Belediyesi’nin “Müzik Seni Çağırıyor” sloganı ile açtığı kurslara Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, çocuk koroları adına halka yapılan çağrılar, ne kadar değerli bir yansıma ve başlangıçtır. Yanı sıra Antalya’nın merkez ve bölgesinde de pek çok yerde bu festivallerin, festivale gitmese dahi görsel ve yazılı medyada haberlerin insanları nasıl etkilediği, sosyal olarak bakış açılarına, yaşam kalitelerine nasıl bir farkındalık kattığı, hayallerindeki ve taleplerindeki alternatifi sonrasında nasıl bir zenginliğe dönüştürerek biçim vereceği ortadadır. Çok yönlü düşündüğümüz zaman sanat işleyip çarkları gerektiği gibi döndükçe, onun toplum üzerinde kitlesel olarak etkisinin ulaştığı yerler aklınıza gelen konu başlıklarını dahi aşan bir mecraya sahip… Bu, sanatın, sanatçının, halkın ve uluslararası arenada boy göstermek için halkın Remzi Buharalı gibi isimlere büyük ihtiyacı vardır. Ayrıca, Side Antik Dönem Festivallerinden günümüz festivallerine uzanan bir yolculuğa çıkmak ve Side Antik Şehri’nde yakın yüzyılımızda yapılan festival hakkında daha genel bir bilgi almak almak istiyorsanız.

(bkz. Side Antik Dönem Festivallerinden Günümüz Festivallerine)

Saygılar sunarım.

Silvan Güneş
Biyografi Yazarı

2 comments

  1. […] Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekirse, hem festivalin kendisi hem de Türkiye’de de ilk defa yerli ve yabancı pek çok sanatçıyı bir araya gelmesiyle oluşan böylesi gıpta edilesi bir orkestra ile birlikte festivalin bütünsel anlayışı içinde gerçekleştirilen organizasyonun, tatil boyunca uzun günlere yayılarak yerli yabancı pek çok insanı ortak normlarda kucaklayarak fark yaratmasının yanı sıra, festivalin Side Antik Kenti’nin zaman mekân içindeki yolculuğunda ruhuna en uygun şekliyle gerçekleştirilmesi; önünde saygıyla eğilmemiz gereken tarihi, kültürel, sosyolojik ve felsefi bir anlayışın örnek bir iz düşümü olarak festivaller literatüründe yerini aldı. Her yıl birbirinden farklı sanatçı ve birbirinden farklı alanlarda yapılan ve 2000 yılından 2013 yılına kadar süren Side Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali, Antik Sidelilerin, tiyatrolarının alınlarına tanrıları için yaptıkları özel kasetler gibi, gerçekten de adını o kasetlere yazmayı başardı!.. Her biri ayrı ayrı anlatılması gereken bu örnek festivaller geçidinin kültür ve sanat arenasında “her bakımdan kaynak oluşturacak bir festivaller serisi” olma özelliğiyle kayda alınması gerektiği gibi, farklı kültürlerin birbirleriyle kaynaşıp son derece entegre olduğu bu festivale katılan sanatçıların izlenimleri üzerinden de buradan çıkacak verileri gelecek sahne sanatları, kültürü ve festival prensipleri adına gelecek nesillere mutlaka bir miras olarak bırakmak gerekir. (Konuyla ilgili Sanat Yönetmeni, sanatçı Remzi Buharalı’nın yazısı (bkz. O Sanatçı, Sanat Yönetmeni Bir Kompetan Remzi Buharalı […]

    Beğen

Yorum bırakın