Esaret; dört duvar içinde demir parmaklıklar arasından gökyüzünü gözlemek midir, yoksa gök kubbenin altındayken tüm benliğine vurulan prangalar mı? Süren dolunca duvarlardan kurtulur, özgürlüğüne kavuşursun da hayatın tüm güzellikleri içinde tutsak benliğini özgürlü tattıramamışsan yaşayamazsın!.. Öyleyse sen, nereye gitsen tutsaksın.
Özgecan Aslan’a ithaf ettim sonra, yaptığım bu kapı tasarımını. Hayatının hikâyesini tamamlayamamış, geçeceği nice kapılardan geçemeyecek savrulmuş hayatlar ve onun gıyabında nice kadınlara ithafen… Hayat zaten yaşarken yeterince savuruyorken bizleri, bir de insanın insana yaptığı zulum hayatı çilekeş bir hale getiriyor. Sonra da şu soruyu sorduruyor; “Dünya böyle bir yerse biz neden geliyoruz ki dünyaya?
Silvan Güneş
Biyografi Yazarı
